Hükümeti, niyet ve amaçlarının dışında pek çok
şeyle suçluyorlar.
The Government's intentions and aims accuse him of many things outside.
Kaynak: haber7.comBöyle bir
şeyle karşılaşacaklarını bilerek oyuncular çok çalışmalı.
Players will encounter a lot knowing that such a thing should work.
Kaynak: sporx.comBiz Kayserililerle şu ana kadar yanlış bir
şeyle karşı karşıya gelmedik.
We're not facing Kayserililerle anything wrong so far.
Kaynak: timeturk.comBor bir
şeyle birleştiğinde güçlü dominant bir malzemedir.
Coupled with a strong dominant Boron is a material thing.
Kaynak: samanyoluhaber.comWalt Disney genelde bir diyabetsiyen, ayrıca animasyon ve tema park (bir
şeyle ilgili lunapark) tasarımlarıyla Oscar 'a aday olmadı.
Kaynak: Walt DisneyNeo-spiritüalizm'e göre, görece (izafi) ve göreli (nispi) olmayan Mutlağın hiçbir
şeyle kıyaslanamayacak ve ilintilendirilemeyecek oluşu,
Kaynak: Yüksek İdare Mekanizmasıda düşünce "açık"; konusu ya da nesnesi başka hiçbir
şeyle karışmayan, bir başına kendini zihne gösteren bilgi ya da düşünce ise "seçik"tir.
Kaynak: Açık ve seçikİstediği her
şeyle ilgilendiği için bilgisi de, görgüsü de arttı. Avrupa 'daki gelişmeleri inceleme fırsatı buldu ve matbaanın Osmanlı
Kaynak: III. AhmedBelki de ilk onun başkanlığında,İstanbul ilk kez bir Avrupa kenti görünümüne kavuşmuş ve zamanın İstanbulluları birçok yeni
şeyleKaynak: Haşim İşcanÖnemli bir gerçekte 'Kurd' köyü sakinlerinin Kürtler hakkında ki hertürlü
şeyle yakından ilgilenmeleridir. İlk olarak Dömösi bölgesinde
Kaynak: Kurd, MacaristanKesb: Kesb, insan gücünün güç yetirilen
şeyle birlikte olmasıdır. Eş'ârîyye ekolünde kesb anlayışı kapalı bir şekilde anlatılmıştır.
Kaynak: Eş'ariyyegerektirmeksizin kendiliğinden var olan, varlığının nedeni yine kendisi olan, hiçbir
şeyle bağlı, kayıtlı ve ilintili olmayan" biçiminde tanımlanır.
Kaynak: MutlakEvren her şeyin her
şeyle tam bir karışım durumunda olduğu bir başlangıç noktasından hareketle meydana gelmiştir. Anaksagoras evrenin bu
Kaynak: Anaksagoras"Her şey ateşle takas olur, ateş de her
şeyle; tıpkı altın ile malların ve mallar ile altının takas edilmesi gibi"10 Karşıtların birliği ve
Kaynak: HeraklitosBuna karşın şu örnekteki gibi, gerçeklikte, aslında
şeyle bağlantısı resmedilmeyen göstergeler anlamsız önerme olarak adlandırılır: “
Kaynak: Ludwig WittgensteinSaçlarından başka bir
şeyle örtünmeksizin geyikler gibi koşturuyorlar mı ortalıkta? .Bu sözlerin üzerine Turin sürahiyi alıp Saeros 'a
Kaynak: Túrin TurambarBir Anarşist Olmak” adlı yazısında, “Kendimi yalın haliyle ‘Anarşist' sıfatından başka bir
şeyle tanımlamıyorum” diyecektir. Voltairine'nin
Kaynak: Voltairine de CleyrePoliteia adlı yapıtında adaletin "herkesin her
şeyle uğraşmayı bırakıp kendi işini yapması"yla (Yunanca : to ta auton prattein kai me
Kaynak: Jedem das SeineHer
şeyle karşılaşmaya hazır olan Jack, onu İskoçya'nın koylarından alıp Granada'ya değin götürecek ve ona aşkın eziyetiyle birlikte büyük
Kaynak: Mekanik KalpSmith, bir çok
şeyle birlikte, aşkı Sarah'ın evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu öğrenecektir. Smith, yeni hayatına uyum sağlamaya
Kaynak: Ölüm BölgesiBuchenwald siyasi suçlu hapishanesininde tutuldu ve Hitler'e yakınlığından dolayı sorgulanmasına rağmen, Morell asla, herhangi bir
şeyle suçlanmadı.
Kaynak: Theodor Morell