şok anlamı İng. shock
Kan ve sıvı kaybı, yaralanma, enfeksiyon, ağır yanık vb. nedenlere bağlı olarak kapillar kan akımının azalması, hayati organların kanlamaması nedeniyle doku hücrelerinin gerekli oksijeni sağlayamamasının yarattığı kan basıncında düşme, derinin nemli ve soluk renk alışı, ileri derecede bitkinlikle belirgin klinik tablo.

şok anlamı İng. shock
Kalp debisinin düşmesiyle organ ve dokulara yeteri miktarda kan ulaşamaması sonucu oluşan ivegen bir dolaşım yetmezliği. En önemlinedenleri arasında, kan kaybetmeleri ve ağır yaralanmalara bağlı travmatik şok, şiddetli enfeksiyondan oluşan zehirlenmeler sonucu septik şok ve bireyin duyarlı oldukları antijenlerin alınmasından sonra görülen reaksiyonlar anflaktik şok gibi olaylar vardır.

şok anlamı İng. shock, insfficientia vasorum
Kalp atım hacminin veya etkin olarak dolaşan kan hacminin azalmasına bağlı olarak aniden ortaya çıkan sistemik bir kanlanma yetersizliği, kardiyovasküler kollaps.

şok anlamı İng. shock
Damar sisteminin kapasitesiyle dolaşım kanının hacmi arasındaki ilişkinin kan miktarı aleyhine bozulması sonucu oluşan, derinin solgunluğu, soğuk terleme, bilincin kaybolması, huzursuzluk, nabzın zayıf ve süratli olmasıyla belirgin, akut kan dolaşımı yetersizliği veya damar sisteminin genel işlev bozukluğu.

şok anlamı
is. 1. Ani bir değişiklik sonucunda ortaya çıkan şaşkınlık. 2. sf. Şaşırtıcı, alışılmamış, beklenmedik. 3. ruh b. Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların yarattığı fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü: "Sinan, şoka uğramış bir hâlde soruyor." -A. Ümit.

şok anlamı
isim
1) shock
2) impact
3) blow
4) jolt
5) jounce
6) trauma
7) concussion
8) jar
9) quick-freezing

şok anlamı Fr.choc
Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü:§ "Öldüğünü duysaydım, belki, bir şok neticesinde ben de onun akıbetine uğrayabilirdim." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 43. § "Siz gafletin derecesine bakınız ki hayret şokları geçtikten sonra..." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 165. § "«Şafak» gemisi (şok)undan aldığı tesir, Naci'ye âdeta yaradı." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 56. § "İşte böyle beklemediğim bir türkiye görmek, hayatımın en büyük şokunu oluşturdu." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 206.

şok anlamı
(< İng. shock) şok