şose anlamı Fr.chaussée
Genellikle taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yol: § "
Bu yol seni bir şoseye çıkarır." -Adalet Ağaoğlu. Kendini Yazan Şarkı Evcilik Oyunu. s. 76. § "
… memalik ve milel ahvali hakkında bir tetkik ve hem de turukun şose ve şimendüfer ve tünel gibi ameliyatını müşahede ile kendi müktesebât-ı ameliyyesini Tamik için medar olduğunu babasına anlattı." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 37. § "
Turgutlu kasaba şosesi üstündeki murahhaslarımızla buluşacaklar." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. XIV, 101. § "
Yusuf'un kara yolu dediği ve bu mevsimde şoseden daha rahat olduğunu söylediği bu yolda yer yer belirip kaybolan tekerlek izlerinden başka yolu hatırlatacak bir şey yoktu." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 156. § "
Düz şosede adımlarını yavaşlatır, bir daha gelmem! diye karar verirdi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 33. § "
Cephesi şose üstünde, arka tarafı Çamlıca'ya kadar geniş bir arazi parçasını görerek bağlara,bostanlara nazırdır." -Peyami Safa, Şimşek, 21. § "
Şimendiferden indikten sonra iki büyük kabristanın arasındaki oldukça vâsi bir şoseden geçerek..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri I, 178. §
"Demiryollarında maada, şose olarak hükûmet, kasaba, köy yollarımız vardır." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 22.