benzetmek (-i, -e) 1. Benzer duruma getirmek:
"Görevler insanları birbirlerine benzetiyor." -A. Kutlu. 2. Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak:
"Omuzları çökmüş, kambur bir dilenciye benzetiyorum kendimi" -A. Ümit. 3.
(-i) mec. Kötü bir duruma getirmek, bozmak:
Çocuk, oyuncağını benzetti. 4.
(-i) mec. Dövmek:
Ali'yi kavgada iyice benzetmişler.