dalgalanmak (nsz) 1. Üzerinde dalga oluşmak. 2. Renk, ton değiştirmek:
"Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı." -H. Taner. 3.
mec. Hareketli olmak, kıpırdamak:
"Yolun kenarlarında eğrelti otları tilki kürkü gibi dalgalanıyordu." -S. F. Abasıyanık.