tamamlamak (-i) 1. Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek:
"Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı." -N. F. Kısakürek. 2. Bitirmek:
"Bu, otuz yaşına gelmeden altmışını tamamlamış sıska bir gençti." -Ö. Seyfettin.