Kadınlar da
adamakıllı aranıyor ve yakınına gelmelerine izin verilmiyor.
Women are not allowed to come close to the profound and searching.
Kaynak: timeturk.comSürprizler barındıran hayatımızı,
adamakıllı sürdürmeye devam ediyorduk.
Surprises hosting our lives, we were thoroughly continue.
Kaynak: haber10.comTaoculuk'ta
adamakıllı farklı çizgilerde gelişmiş çeşitli akımlar vardır.
There are various currents greatly improved Taoculuk'ta different lines.
Kaynak: haberler.comÇünkü öğretmen Fox
adamakıllı suçlanıyor.
Because a teacher is accused of Fox thoroughly.
Kaynak: turk.internet.comSavaş sonrası 1930'lara olan etkisi
adamakıllı arttı, 1921'den itibaren bir takım çocuk rehberliği klinik leri kurdu ve Avrupa ve Amerika
Kaynak: Alfred AdlerSürükleme işi, avlunun ucunda ve caminin dibindeki çeşmeye ve onun aktığı gölete kadar sürer, burada sürüklenen
adamakıllı ıslatılır.
Kaynak: Beyceli, FatsaBen eski bir Halilbağlı olarak bu köy için
adamakıllı bir şey yazılmamasını yadırgıyorum. KÖYUN ESKİ GELENEKLERİ DÜĞUNLERİNDEN BAHSETMEK
Kaynak: İkipınar, BeylikovaPhali pişip üzerine sosu atılacağı zaman zaten bu sosta
adamakıllı acı kırmızı pul biber. yoksa onun tadı olmaz ki. Akşamdan çömlekte phali
Kaynak: Yenikavak, BalyaFletcher ona “
adamakıllı” planlanmış şarkı yazmayı ve nasıl “ iyi, hassas melodiler ortaya çıkaracağını” öğretenin Bourne olduğunu
Kaynak: McFly"The Documentary" parçası, bir eleştirmenin sözleri gölgelediğine inandığı "
adamakıllı senfonik, teneke sesli ve yoğun destekli bir parça"
Kaynak: The Documentary