tartmak, -ar anlamı (-i) 1. Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak. 2. Bir şeyi avuç içinde sall
ayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak. 3. Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek:
"Süvari daima dizginleri tartıp kısrağı zapta muktedir olduğunu ihsas etmeli." -Ö. Seyfettin. 4.
mec. Bir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek, hesap etmek:
"Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi." -A. Ağaoğlu. 5.
mec. Dikkatle incelemek, değer biçmek:
"Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi." -P. Safa.