Türk futboluna zarar veren bu
tatsızlık bir an önce bitmek zorunda.
Turkish football as soon as possible to end this unpleasantness that damage.
Kaynak: hurriyet.com.trBu yüzden maçlarda
tatsızlık olacağı düşünülmüyor.
Therefore, matches is not considered to be unpleasantness.
Kaynak: spothaber.comSaha içinde en ufak bir
tatsızlık olmamışken yedek kulübesine ne diye küfür edeyim.
What is the slightest unpleasantness in the field olmamışken bench he'll curse.
Kaynak: sabah.com.trSaha içinde en ufak bir
tatsızlık olmamışken yedek kulübesine ne diye küfür edeyim?
What is the slightest unpleasantness in the field olmamışken bench he'll curse?
Kaynak: goal.comGeniş kitlelerce tanınma (1995-1997) : Ancak bu başarı gruba
tatsızlık da getirdi. Öyle ki, grup ile Metal Blade şirketinin arasında yasal
Kaynak: Goo Goo DollsAksi halde, ikisi arasında
tatsızlık olacağına inanılır. - Makas alıp, verirken, makas, karşısındakinin eline verilmez, yere bırakılır.
Kaynak: Kadılar, ÜnyeCiddi bir durum yaratmayan bu
tatsızlık dışında insanlara belirgin bir zararları yoktur. Sınıflandırma : omaliine group. Dasycerinae
Kaynak: Cepkenli böcekgillerHer gece akşam yemeği vaktini korkuyla beklerdim, babamın gene bir
tatsızlık çıkartacağını çok iyi bilirdim. Sonra annemden kısa süreli
Kaynak: Pier Paolo Pasoliniİkili arasındaki
tatsızlık 2004 Glastonbury ' de çözüldü. ' Silence Is Easy'(Sessizlik kolaydır) : Starsailor kayıtları Los Angeles ' da
Kaynak: StarsailorArada bir
tatsızlık olur ama yine de hemen barışırlar. Kabuğu kırıldığında hemen yenisi çıkar. Have You Seen Gary bölümünde kaçmıştır
Kaynak: SüngerBob KareŞortBehzat ile aralarında bir kaset yüzünden ufak
tatsızlık yaşansa da Behzat ile araları hiç açılmamıştır. Son sezon finalinde ise Savaş,
Kaynak: Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi