Can ve Banu aşk
tazelemek için bir program yapar.
Banu love of life and makes a program to freshen up.
Kaynak: medyaloji.netYönetim, 2016'ya kadar nikah
tazelemek istiyor.
The management wants to freshen up the wedding until 2016.
Kaynak: tr.eurosport.comHafızalarını
tazelemek ve tanıtım sırasında da kıyaslama yapmak isteyenlere rehber olabilir.
Those who want to refresh their memory and publicity may be a guide during the benchmark.
Kaynak: pclabs.com.tr''Gerek duymasak da futbolseverlerin hafızalarını
tazelemek amacıyla hepsini görüntülü olarak sunum yapabilecek durumdayız.
'' Although it may seem both to refresh the memories of football fans as a video presentation of all we're capable of.
Kaynak: stargundem.comPansuman ile mikroplar hiçbir zaman tam olarak yok edilemediğinden, yeniden çoğalmalarını önlemek ve katılan ilaçları
tazelemek için
Kaynak: Pansumanyaşatmak ve
tazelemek amacıyla adını Yeşiltepe yaptı, sonra da 17 Mart 1967 tarihinde aldığı kararla adını Giresunspor olarak yeniden değiştirdi.
Kaynak: Giresunsporyeni bir yaşam kurarken Sydney'nin yaşadığı haberini aldığında hem dostluğunu
tazelemek, hem de bitmemiş hesapları görmek üzere geri döndü.
Kaynak: Alias (dizi)Kediler içinde de küçük bir kapta her zaman temiz içme suyu bulundurmak ve suyu sık sık
tazelemek gerekir. Bütün kediler sütden hoşlanmaz
Kaynak: Evcil hayvanlar