Fasıla bayıldığını belirten güzel model,
tef çalarak göbek atmayı da ihmal etmedi.
Chapter fainted, indicating the great model, did not neglect to belly by playing tambourine.
Kaynak: sabah.com.trDef veya
tef (Farsça ve Arapça : دف), yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılan ve parmak
Kaynak: DefOyun sırasında yeri geldiğinde sallanarak yahut vurularak kullanılan
tef de önemlidir, oyuna heyecan ve hareketlilik katar. Oyundaki tefe
Kaynak: Karagöz ve HacivatGrup başlangıçta Liam Gallagher (vokal ve
tef), Paul "Bonehead" Arthurs (gitar), Paul "Guigsy" McGuigan (bas guitar) ve Tony McCarroll
Kaynak: Oasis (müzik grubu)Keman, piyano gibi Batı müziği çalgılarını saz,
tef ya da ney gibi doğu müziği çalgıları ile beraber kullanarak eserler verir.
Kaynak: Can AtillaZilsiz büyük
tef , nakkare ve kudümle birlikte kullanılır. Derisinin iç yüzüne boydan boya gerilen kiriş sayesinde aynı anda iki değişik
Kaynak: BendirŞarkılarında keman,
tef, trampet, çello, saksafon gibi çeşitli enstrümanlar kullanır. Çıkış albümü olan "Youth Novels"'ı 2008 yılında
Kaynak: Lykke LiNevruz'a girilirken, Hacı Firuz bir
tef çalar ve "Hacı Firuzem, sali yek ruzem" (Hacı Firuz'um, yılda bir günüm) der. Her yaştan insan
Kaynak: Hacı FiruzErtesi yıl sonunda, grubun genç erkekleri Marlon ve Michael
tef ve congas oynayan enstrümantal gruba katıldı. Onun yeteneneğini tanıması
Kaynak: The Jackson 5