Bir kere iki kere olsa neyse, ama bu kadar sık olan şey
tesadüf olamaz.
Anyway, though once, twice, but this is often something that can not be coincidence.
Kaynak: goal.comBence dördünün de yollarının Çorum'da kesişmesi
tesadüf değil.
I think it is no coincidence that four of the intersection of the roads in Corum.
Kaynak: haberler.comUEFA Kupasında Fenerbahçe ve Lazio'nun eşlemesi güzel bir
tesadüf oldu.
Liverpool and Lazio UEFA Cup was a nice coincidence mapping.
Kaynak: haber3.comTemsilcinin temsil ettiği karakterle kurduğu bağ
tesadüf değil.
His bond is no coincidence that the character represented by an agent.
Kaynak: haberturk.comSultan Mahmud Han devri ile daha sonraki devreye
tesadüf etmektedir. Bu itibarla makamın tertip tarihinin (elimizde bulunan eserlere göre)
Kaynak: Kürdî2008 yılında henüz 16 yaşındayken Plajda adlı sinema filminde
tesadüf eseri rol almıştır. Daha sonra aynı yıl Peri Masalı ve Limon Ağacı
Kaynak: Serenay SarıkayaMekanın gecekondu olarak seçilmesi de
tesadüf değildir. Kent kökenli olan Hikmet için gecekondu aykırı bir mekandır ve bunun yarattığı
Kaynak: Tehlikeli Oyunlar (roman)Sigorta poliçesi satarken bir
tesadüf sonucu, oyunculuk teklifi alarak Sıcağı Sıcağına adlı programda ilk rolünü oynadı. İkinci Bahar
Kaynak: Nihal MenzilDevam filmi, ilk filmin başarısının
tesadüf olmadığını kanıtlayarak açılış gününde birçok gişe rekoru kırdı. Film sinemalardan çıktığında
Kaynak: Karayip Korsanları (film serisi)Burada
tesadüf eseri Knokke kentinde kaldığı apartmanda 1999 senesinde yangın çıkması sonucunda sahte pasaportla yakalanmış
Kaynak: Fehriye ErdalAncak modern bilimde kedigillerden ayrı gelişmiş, kardeş olan bir familya olarak kabul edilir ve kedilere benzerlikleri sonradan
tesadüfKaynak: NimravidaeSonra tamamen bir
tesadüf sonucu tiyatro hayatına girdi. O yıllarda, Opera 'da şan bölümünde okuyan bir arkadaşının tiyatro dersinden
Kaynak: Tomris Çetinel