tırkaz ne demek?
- 4 sözlük, 11 sonuç.BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
tırkaz anlamı
Kapı mandalı. (Kızılcasöğüt *Banaz -Uşak)
Kapı mandalı. (Kızılcasöğüt *Banaz -Uşak)
Güncel Türkçe Sözlük
tırkaz anlamı
is. hlk. Kapı mandalı, sürgü.
is. hlk. Kapı mandalı, sürgü.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
tırkaz anlamı
Çok dolu, sıkı, sıkışık
Çok dolu, sıkı, sıkışık
Karahoca *Haymana -Ankara
tırkaz anlamı
Eski evlerde kapıyı içerden kapamaya yarayan ortası delik, yuvarlak taş.
Eski evlerde kapıyı içerden kapamaya yarayan ortası delik, yuvarlak taş.
-Kayseri ve çevresi
tırkaz anlamı
Ahırda yatmak için yapılan yüksekçe yer, ahır sekisi
Ahırda yatmak için yapılan yüksekçe yer, ahır sekisi
Gebedere *Sarayköy -Denizli
tırkaz anlamı
1.Kapı sürgüsü, dayağı, mandalı. 2.bakınız» tırkız taşı. 3.Kilit.
1.Kapı sürgüsü, dayağı, mandalı. 2.bakınız» tırkız taşı. 3.Kilit.
tırkaz anlamı
İki derenin birleştiği dar yer.
İki derenin birleştiği dar yer.
Çiftlik *Kalecik -Ankara
tırkaz anlamı
Kilit.
Kilit.
*Eşme Uşak
tırkaz anlamı
Eski, yıpranmış barınak.
Eski, yıpranmış barınak.
Kozluca Burdur
tırkaz anlamı
Kapı sürgüsü: "Rospu içerde olursa kapı tırkaz tutmaz."
Kapı sürgüsü: "Rospu içerde olursa kapı tırkaz tutmaz."
Uşak
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Tırkaz anlamı
Denizli ili, Sarayköy ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Denizli ili, Sarayköy ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
tırkaz eş anlamlısı
sürgü
is. 1. Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme: "Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde." -E. Şafak. 2. Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan. 3. Sıvayı bastırıp düzeltmek için kullanılan büyük mala. 4. Hastanın büyük ve küçük abdestini yapabilmesi için altına sürülen kap. 5. Çoğu kez bölümlere ayrılmış bir çubuk üzerinde veya bir cetvelin, bir kumpasın ortasına açılmış bir oluk içinde kayabilen sivri uç veya küçük lama.
is. 1. Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme: "Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde." -E. Şafak. 2. Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan. 3. Sıvayı bastırıp düzeltmek için kullanılan büyük mala. 4. Hastanın büyük ve küçük abdestini yapabilmesi için altına sürülen kap. 5. Çoğu kez bölümlere ayrılmış bir çubuk üzerinde veya bir cetvelin, bir kumpasın ortasına açılmış bir oluk içinde kayabilen sivri uç veya küçük lama.
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
