Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
trampet anlamı Fr.trompette
İki değnek ile çalınan küçük davul: § "Halbuki davulla darbukanın, zille trampetin panayır-kâri gürültüsünden incinmeyen "Babet" ve "Sonya" önlerinde reverans yapan hiçbir bildiği reddetmiyor." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. XIV, 105. § "… küçücük trampetini elinde tutarak ve ilahiler söyleyerek ilerler." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 254. § "... fakat derisi trampet benzeri gerilmiş değil." -Adalet Ağaoğlu, Ruh Üşümesi, 55. § "Bu küçük cengavere muharebe trampetlerinin feryadını ihtar ederek kalbine halecan verirdi." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 237. § "Mahkûm arabaları ihtimal bu köprünün üzerinden geçerlerdi ve Marseyez şarkıları ve trompet sesleri..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 42. § "Sokakta, en önde borazancıları ve trampetçileri, zamanı şimşekten ses murabbaları içinde çevreleye çevreleye…" -Necip Fazıl Kısakürek, Siyah Pelerinli Adam, 331. § "Çok geçmeden, Fortuna Sokağı'nın rüyasına savaş çığlıkları atan trampetler girdi." -Elif Şafak, Şehrin Aynaları , 131. § "Muhittin koltuğun kenarında parmaklarıyla trampet çalıyor, merdivenlerde ayak sesleri duyuluyordu." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 126.