ingin sf. 1. Engin (II): "İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." -N. Ataç. 2. is. tıp Nezle: Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini.
nevazil is. (neva:zil) tıp esk. Nezle: "Sabah erkenden ayaza çıkarsan nevazil olursun..." -B. Felek.
nezle is. tıp Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, dumağı, zükâm, nevazil: "Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir." -B. Felek.