tevkifhane
is. (tevkifha:ne) esk. Tutukevi: "İstanbul tevkifhanesinde, yedi küsur yıldır yatan, yetmiş yaşında, kalbi yağmur suyu kadar berrak ve temiz bir insan vardı." -N. F. Kısakürek.

tomruk
is. 1. Ağacın kesilerek silindir biçimine getirilmiş gövdesi. 2. İşlenmek veya biçilmek için hazırlanmış taş kütlesi: Mermer tomruğu. 3. Ayak ve ellere geçirilip bağlanan iki parça kütükten meydana gelen işkence aleti. 4. esk. Tutukevi.

İstanbul Üniversitesi merkez binasının avlusunda yer almış askeri tutukevi. II. Abdülhamid , II. Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerinde
Kaynak: Bekirağa Bölüğü

Yanısıra, 2000 yılında, “Düşünce suçu” nedeniyle 2 ay hapse mahkûm edildi ve bu cezayı, gönüllü olarak o günlerin tartışmalı tutukevi olan
Kaynak: Şanar Yurdatapan

Savunma Bakanlığı , savunma müteahhiti Halliburton 'un üs etrafında 30 milyon $'lık bir güvenlik çemberi ve tutukevi inşa edeceğini ilan etmiştir.
Kaynak: Guantanamo Kampı

Türkiye'de müstakil tutukevi bulunmadığından kapalı cezaevleri aynı zamanda tutukevi olarak da kullanılmaktadır. Ancak, tutukluların
Kaynak: Türkiye'deki cezaevleri

Osmanlı yöneticileri, Fossati'ye ilk olarak deneme maksadıyla 1841-1843'te “Bab-ı Seraskeri Hastanesi” (yapı daha sonra kışla ve tutukevi
Kaynak: Gaspare Fossati

harekâttan sonra Balmumcu Kışlası bir süre gözaltı ve tutukevi olarak kullanılmıştır. Seniye Sultan Kasrı ise 20 Nisan 1975 'te yanmıştır.
Kaynak: Balmumcu, Beşiktaş