Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

uçsuz ne demek?

- 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

uçsuz anlamı
sf. Ucu olmayan: "Geçen günlerim bana dalgaları sayılmayan uçsuz bir deniz gibi göründü." -H. E. Adıvar.

Türkçe - İngilizce

uçsuz anlamı
sıfat
1) pointless

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

uçsuz anlamı
Sonsuz.

Vazıldan *Divriği -Sivas

"uçsuz" için örnek kullanımlar

Bense elimde fotoğraf makinesi, kızağın üzerinde uçsuz bucaksız beyazlığı izliyorum.

I'm in my hand camera, the vast whiteness of the watch on the slide.

Kaynak: haberturk.com

Uçsuz bucaksız kavurucu çölleri susuz bir şekilde aşmakla eşdeğer bir iradeydi çünkü yaşadığı Fenerbahçe ve hocasının.

Overstepped the scorching deserts, the vast expanse of water, because an equivalent iradeydi Liverpool and his teacher lived.

Kaynak: fanatik.com.tr

Saçları uçsuz bucaksız serilen denizler boyunca uzanırdı. Tuzlu sularda yaşayan tüm canlıları ve otları severdi. Denizciler Ossë'nin
Kaynak: Uinen

Görünen o ki bu uçsuz bucaksız kozmosta biz insanların kapladığı yer, epey önemsiz. Ve biz onu bütünüyle anlamaya, ona nasıl uyum
Kaynak: Sonsuz Regresyon

olmak üzere Kadıköy ve Beyoğlu'nda ve İstanbul dışında bir dizi konser vermiş olup dinleyicisi olan 'uçsuz bucaksız azınlık'a selam etmişlerdir."
Kaynak: Kesmeşeker

Seyahatine Samanyolu 'ndan başlayarak Pegasus dahil birçok galaksiyi gerisinde bırakarak, evrenin uçsuz bucaksız köşelerine doğru
Kaynak: Destiny (Yıldız Geçidi)

Rändajad, içinde oryantal keman ezgileri barındıran ve uçsuz bucaksız çöl yolculuklarını anlatan bir şarkıdır. Şarkı İngilizce ye BBC
Kaynak: Rändajad

Yarışma alev püskürten ejderhalarla yüzleşmeyi, Kara Göl'ün dondurucu derinliklerinden arkadaşları kurtarmayı ve uçsuz bucaksız, tehlikeli
Kaynak: Harry Potter and the Goblet of Fire (video oyunu)

geleneksel Caz 'a bir eklenti anlamında, bu küçük enstrumanlar, bisiklet kornası, rüzgar çanı ve uçsuz bucaksız perküsyon enstrumanlarını da kapsar.
Kaynak: Art Ensemble of Chicago

İskender'in uçsuz bucaksız toprakları, Makedonya'dan Hazar Denizi'ne, Hindistan'a, Persya'ya, Suriye'ye, Filistin'e kadar dayanıyordu.
Kaynak: Uzundal, Hozat

ortaya çıkmıştı: Dipsiz derinliklerden, karanlık uçurumlardan… Dalgalar birbiri ardınca uçsuz bucaksız evreni kuşatmış, dört bucağı kaplamıştı.
Kaynak: Lura

Henüz hiçbirşey yokken, heryerde yalnızca uçsuz bucaksız bir su vardır. Bu durum kaosu (karmaşayı) ve karmaşık tekdüzeliği simgeler.
Kaynak: Yayguçı

Geç Paleozoiğe gelindiğinde yeryüzü karaları uçsuz bucaksız ormanlarla kaplandı, pek çok hayvan grubunun temsilcilerinin de katılımıyla
Kaynak: Paleozoik zaman

ABD'nin güney batısındaki uçsuz bucaksız çöl arazilerinde ve ıssız otoyollarda çekilen bu aksiyon filmini çokları için çekici kılan
Kaynak: Ölüm Noktası (film)

Yaz dönemlerinde bölgede Karaçam olarak adlandırılan uçsuz bucaksız bir çam ormanına sahip olan ÇEVRECİK YAYLASI, orman içi dinlenme
Kaynak: Çevrecik, Reşadiye

Ama günümüzde büyüyen şehirlerde yeni yerleşim yerleri için düz alanların önemli oldugundan, bir zamanlar uçsuz bucaksız tarlaların
Kaynak: Donaustadt

Farthen Dûr: Çok büyük, sonu uçsuz gibi görünen, Varden'in sığınak olarak kullandığı Cüce şehri Tronjheim bulunduğu, dağ. Antik Cüce kral
Kaynak: Miras Döngüsü

Yakın Kelimeler

Google Reklamları

(Tahmin etmek için bir harf girin)