Etrafta öyle sıradışı bir
uğultu vardı ki saha içinde birbirimizi duyamadık.
There was a buzz around unusual that it could not hear each other in the field.
Kaynak: spor.haberler.comkalabalığı oluşturan figüranların hep bir ağızdan konuşur gibi yapıp anlamsız sesler çıkararak
uğultu şeklinde bir ses efekti oluşturmasıdır.
Kaynak: RabarbaÜfürüm, kalbin dinlenmesi sırasında kalp atışları dışında kanın akışının sesinin bir
uğultu gibi duyulmasına denir. Değişik türleri
Kaynak: ÜfürümBazılarında yaylı veya vakumlu mekanizmalar bulunur ve bunların sayesinde ilk dönü verilir. Japonya 'da gürleme veya
uğultu çıkarması için
Kaynak: TopaçBununla birlikte iyonize gazın basınçtan etkilenmesi
uğultu şeklinde bir gürültüye neden olabilmektedir. Bu nedenle plazma ekran kullanmak
Kaynak: Plazma ekranMacBook kullanıcılarının bugüne kadar karşılaştıkları sorunlardan bazıları şöyle;Bazı kullanıcılar MB'den gelen
uğultu sesinden oldukça
Kaynak: MacBookKulak sağlığı: Kulakta çınlama,
uğultu ve ağrı oluşturur. Kulak zarının delinmesine yol açabilir. İşitme kaybı nı önlemek için çok gürültülü
Kaynak: İşitmeama çıt çıkmıyordu, en küçük bir
uğultu bile duyulmuyordu. Makine böylesine sessiz çalıştığı için dikkatinizi çekmiyordu. Ardından, Merih
Kaynak: 9 (film)7 | 4 | Aux4 1,21 | KısaÖzet Scott ototparkta rabasını bulmaya çalışırken bir gölge görür, ardından da bir
uğultu duyar ve koşmaya başlar.
Kaynak: Genç Kurt (1. sezon)turneye çıkan grubun gidişatına olumlu cevap olarak RIP dergisinden Janiss Garza, gelişmeleri "
uğultu" ve "güçlü bir başlangıç" olarak özetledi
Kaynak: Tool