Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

uyaran ne demek?

 - 8 sözlük, 9 sonuç.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

uyaran anlamı İng. stimulus, excitant Osm. münebbih Fr. stimulus, excitant
Bir uYarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç; uyarıcı.

BSTS / Fizyoloji Terimleri Sözlüğü

uyaran anlamı İng. stimulus
Hücre, doku veya organların etkinliğini etkileme kapasitesine sahip herhangi bir dış değişiklik, durum veya ajan.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

uyaran anlamı Osm. münebbih-i edviye Fr. stimulant
(biyoloji)
uyaran anlamı Osm. münebbih Fr. excitant
(biyoloji)

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

uyaran anlamı İng. stimulus Osm. münebbih
Duyu örgenlerinden birinde fizyolojik etkinliklerin başlamasını sağlayan fiziksel bir güç.

BSTS / Toplumbilim Terimleri

uyaran anlamı İng. stimulus Osm. münebbih Fr. stimulant
Bireylerin ya da toplumsal kümelerin herhangi bir tepkide bulunmalarına yol açan bir nesne, bir olay.

BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü

uyaran anlamı İng. stimulus Osm. muharrik
Bir gözlem ya da deneylemede etkileri gözlenmek üzere duruma sokulan ve bireylerin yanıt ve tepkide bulundukları denetimli ve ölçünlü doğal ya da yapay etken.

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

uyaran anlamı İng. stimulus Osm. münebbih Lat.stimulus Alm. stimulent
(anlamdaş.uyartı), (Lât.stimulus=dürtme) Canlı protoplâzmanın çalışmasında etki yapan herhangi bir faktör ya da orTam değişikliği, örnek: Bir bezin salgısını ya da bir kasın büzülmesini doğuran ya da bir sinirde impuls meydana getiren faktör.

Güncel Türkçe Sözlük

uyaran anlamı
sf. 1. Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih. 2. Organizmada uYarım yaratan, uyarıcı: Kahve, uyaran maddelerden biridir. 3. is. Bir uyarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç, uyarıcı.

uyaran eş anlamlısı

münebbih
sf. esk. Uyarıcı.
uyarıcı
sf. Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih: Uyarıcı öğüt.

"uyaran" için örnek kullanımlar

Ancak bağışıklık sistemini uyaran tedaviler uzun zamandır uygulanıyor.
However, therapies that stimulate the immune system being implemented for a long time.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Bazen sözsüz bir uyaran bile bilinçaltına kaydedilir.
Sometimes, even the subconscious non-verbal stimulus is recorded.
Kaynak: haber.gazetevatan.com
Bu arada savunma oyuncularını özel olarak uyaran Samet Aybaba top kaybını yasakladı.
In the meantime, the loss of top defensive players, specifically forbade Samet Aybaba stimulus.
Kaynak: takvim.com.tr
Ülkemiz bölünmeden, PKK yanlışına düşmeden, uyaran BTP'ye bu yolda rehber olan Prof.
The division of our country, the PKK errors you fall, warns Professor BTP'ye contacts in this way.
Kaynak: yenimesaj.com.tr
Varsanı veya halüsinasyon, bir his organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, alınan bir sanının varlığına inanma durumudur.
Kaynak: Varsanı
Sitokininler, bitki hücre sinin bölünmesini uyaran faktörleri bulmak için yapılan çalışmalar esnasında bulunmuştur. Bu maddelerin hücre
Kaynak: Sitokinin
Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) (İngilizce Deep brain stimulation), beynin spesifik bölümlerini elektriksel uyaran bir beyin pacemaker
Kaynak: Derin beyin stimülasyonu
Tirotropin-uyaran hormon (TRH, tiroliberin veya protirelin) (L-piroglutamil-L-histidinil-L-prolinamit);tiroit-uyaran hormon ve anterior
Kaynak: Tripeptid
Absisyon ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda pamuk meyve lerinden absisyonu uyaran bir madde saflaştırılarak kristallendirildi ve
Kaynak: Absisik asit
Genel Bakış Uyaran: Sinyal transdüksiyon olaylarını uyaran çoğu molekül hücre dışından kaynaklanır ve hücre zarı içine yerleşmiş
Kaynak: Sinyal transdüksiyonu
Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir. Felsefede metafizik
Kaynak: Vicdan
Somatotropin; ön hipofiz den salgılanan, peptit yapılı, insanlarda ve hayvanlarda büyüme, hücre üretimi ve yenilenmesini uyaran hormon dur.
Kaynak: Büyüme hormonu
Davranışçılara uyaran (stimulus)-tepki (response) psikologları da denir. Davranışçılara göre objektif tekniklerle gözlenebilen sadece
Kaynak: Davranışçılık
Uyaranlara karşı insanı uyaran, çevredeki olayların farkına varmasını sağlayan ve homeostazı sürdüren temel sistemler basit omurgalılar
Kaynak: Neokorteks
Adı geçen pasajda "Manaşşe'nin yaptığı öbür işler, Tanrısı'na yakarışı ve İsrail'in Tanrısı RAB'bin adına onu uyaran bilicilerin sözleri,
Kaynak: İsrail krallarının tarihi
sistemlerininde kullanılarak kurtarma birimlerini otomatik olarak uyaran, arama ve kurtarmayı otomatik olarak hızla temin eden uluslararası bir sistemdir.
Kaynak: GMDSS
İntraselülerde, bağışıklık sisteminini viral veya bakteri yal enfeksiyonlara karşı DNA'nın zengin CpG motiflerine bağlanarak uyaran
Kaynak: TLR9
1930'larda Japon bilim adamları Gibberella fujikuroi fungus undan büyümeyi uyaran bir bileşiği kristal olarak elde etmeyi başardılar ve
Kaynak: Giberellin
Göz tarafından toplanan ve beyinde işlenen bilgiler uyaran kaynağının fiziksel ölçümü ile uyuşmayan bir algı oluşturur. Temel olarak 3
Kaynak: Optik illüzyon
Uyku düzensizlikleri ve nadiren halüsinasyon dahil merkezi sinir sistemini uyaran semptomlar bildirilmiştir. İrritasyonlu veya
Kaynak: Psödoefedrin
arabirimi, eposta koruması ve güncelleme işlemi tamamlandığında sesli olarak kullanıcıyı uyaran otomatik güncelleme gibi özellikleri vardır.
Kaynak: Avast!

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.