Yüzyılda kendini büyük ölçüde hissettiren, değişim çabalarına ayak
uydurabilmek ve her yönüyle örnek bir kamu kurumu oluşturmaktır.
Largely self-century feel, change, and adapt to every aspect of the efforts to create a model of public institutions.
Kaynak: yeniadana.netUzunay, PFDK'dan sonra Tahkim Kurulu ve Etik Kurulu'nun da aldıkları kararlara gerekçe
uydurabilmek için aylardır uğraştığını ileri sürdü.
Uzunay, PFDK'dan the Arbitration Board and the Ethics Committee dealing for months to keep up with the rationale suggested that the decisions they make.
Kaynak: timeturk.comOysa çok yavaş ilerleyen bir piston hareket ettikçe ve basınç yükseldikçe moleküller kendilerini yeni hale
uydurabilmek için yeteri kadar
Kaynak: Sanki dengeli hal değişimideğişime ayak
uydurabilmek için şehir hayatının getirdiğ imkânları değerlendirmek ve yeni alternatif imkânlar oluşturabilme gayreti içindedirler.
Kaynak: Kızılören, NiğdeHesap Uzmanları Kurulu, 29 Mayıs 1945 tarihinde 4709 Sayılı özel bir kanunla görülen büyük lüzum ve Batıdaki örneklere ayak
uydurabilmekKaynak: Hesap Uzmanları KuruluDaha sonra Kluge iki New York radyo istasyonunu, yeni radyo eşlerine
uydurabilmek için WNEW WBRR-AM ve WWFS-FM'i de şirketin içine
Kaynak: MetromediaPlanı araziye
uydurabilmek için inşaat üzerinde yeniden düşünülmesi ve planın kısmen değiştirilmesi gerekiyordu. Bu değişiklik özellikle
Kaynak: Augustus Forumuyüzyılın başıyla beraber sosyalist hareketin Rusya'da yükselişe geçmesiyle beraber güvenlik kuvvetleri yeni döneme ayak
uydurabilmek için
Kaynak: OhrankaDeğişim takımları: Oluşturulan takımlar ile değişime ayak
uydurabilmek, gerekli kaynakların saptanması, uzun dönemli plan ve programların
Kaynak: Deming'in 14 İlkesiBu kaynaklar, Tesniye ajandasına ayak
uydurabilmek için büyük miktarda düzenlenmiştir Örneğin: 1 Kings 1-2: 2 Samuel 9-20'nin büyük bir
Kaynak: Krallar KitabıAyrıca davulcular müziğin karmaşık yapısına ayak
uydurabilmek için hız, koordinasyon ve ustalık becerilerini geliştirmek zorundadırlar
Kaynak: Heavy metal