uyuntu ne demek?
- 2 sözlük, 8 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
uyuntu anlamı
sf. hlk. Uyuşuk, tembel, miskin.
sf. hlk. Uyuşuk, tembel, miskin.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
uyuntu anlamı
Kişiliksiz, onun bunun ardına takılan, serseri, tembel, uyuşuk (insan ve hayvan için).
Kişiliksiz, onun bunun ardına takılan, serseri, tembel, uyuşuk (insan ve hayvan için).
*Eğridir köyleri -Isparta
Yukarı Seyit *Çal, Çöplü *Çivril -Denizli
*Bozdoğan -Aydın
*Urla -İzmir
Yeniköy -Balıkesir
*Biga, *Lapseki -Çanakkale
*Mudanya -Bursa
-Bilecik
Tokat, *Sivrihisar -Eskişehir
*Düzce, İğneciler *Mudurnu -Bolu
*Kurşunlu -Çankırı
*Çarşamba -Samsun
-Amasya
Danışman *Fatsa, *Ünye, bayadı -Ordu
Nefsiköseli *Görele, *Tirebolu -Giresun
-Trabzon
*Şavşat -Artvin
-Erzincan
*Erciş -Van
*Ağın -Elâzığ
*Arapkir -Malatya
*Havran -Urfa
*Gürün, *Gemerek -Sivas
-Yozgat
çalış *Haymana, İncesu *Balâ, çanıllı *Ayaş -Ankara
*Bor, -Niğde
*Ermenek, -Konya
-Adana
Meydan *Mut -İçel
*Milas -Muğla
uyuntu anlamı
Dul kadın yeniden kocaya vardığında, yanında getirdiği çocuğu.
Dul kadın yeniden kocaya vardığında, yanında getirdiği çocuğu.
Pınarlıbelen *Bodrum -Muğla
uyuntu anlamı
1. Başkalarının arkasına takılan, işsiz, tembel, uyuşuk kimse. 2. İstenmeyen, çağrısız gelen konuk. 3. Kötü, bozuk. 4. Beceriksiz.
1. Başkalarının arkasına takılan, işsiz, tembel, uyuşuk kimse. 2. İstenmeyen, çağrısız gelen konuk. 3. Kötü, bozuk. 4. Beceriksiz.
uyuntu anlamı
Bir çeşit peynir
Bir çeşit peynir
Susurluk Balıkesir
uyuntu anlamı
Tembel, uyuşuk
Tembel, uyuşuk
Elâzığ ve yöresi
uyuntu anlamı
Tembel, uyuşuk, üşengen
Tembel, uyuşuk, üşengen
Keban Baskil Ağın Elazığ
uyuntu anlamı
Serseri, tembel, uyuşuk
Serseri, tembel, uyuşuk
Malatya
uyuntu eş anlamlısı
miskin
sf. 1. Çok uyuşuk olan (kimse): "Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse). 3. Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse). 4. esk. Âciz, zavallı: "Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur" -Yunus Emre.
sf. 1. Çok uyuşuk olan (kimse): "Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse). 3. Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse). 4. esk. Âciz, zavallı: "Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur" -Yunus Emre.
tembel
sf. 1. İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç: "Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." -A. Ş. Hisar. 2. tıp Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ): "Galiba karaciğeri de tembel." -H. Taner.
sf. 1. İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç: "Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." -A. Ş. Hisar. 2. tıp Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ): "Galiba karaciğeri de tembel." -H. Taner.
uyuşuk
sf. 1. Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş: "Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile." -P. Safa. 2. mec. Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu.
sf. 1. Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş: "Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile." -P. Safa. 2. mec. Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu.
"uyuntu" için örnek kullanımlar
Efsaneye göre bu pınardan su içen uyuntu olmaz(gözü açık olur). Köye gelen turistler genelde bu çeşmeden su içerler. Coğrafya
Kaynak: Deliktaş, Kangal
Kaynak: Deliktaş, Kangal
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
