uzanabilmek anlamı (-e) Uzanma imkânı veya olasılığı bulunmak: "Sonunda hücresine götürdüler de boylu boyunca uzanabildi." -S. F. Abasıyanık.
"uzanabilmek" için örnek kullanımlar
Ayşe Tütüncü özellikle yazılı müzik ile emprovize müzik arasındaki gerilimi dengeleyebilmek ve ikisine de uzanabilmek için ortada durmayı Kaynak:Ayşe Tütüncü
Çek Cumhuriyeti'nden adaylığını koydu ama Bağımsız İnisiyatif Partisi-NEI'nden Strazburg 'a uzanabilmek için gerekli olan oy sayısını alamadı. Kaynak:Dolly Buster