Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ücra ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

ücra anlamı
sf. (ücra:) Çok uçta, kenarda veya uzakta bulunan: "İşte, Marmara'nın uzak ve ücra bir köşesinde uyuyan bu küçük nahiyeciğe hürriyet böyle geldi." -M. Ş. Esendal.

Türkçe - İngilizce

ücra anlamı
sıfat
1) remote
2) obscure
3) outlying
4) out of the way
5) far-flung

"ücra" için örnek kullanımlar

En ücra köşedeki, üzerine bina yapılmış eserleri bile onarıyoruz.
The most remote corner, even in the works of building on the mend made.
Kaynak: haberler.com
Türkiye'nin en ücra köyünde bile duymayan kalmamıştır herhalde.
Turkey has not the remotest village that does not even guess.
Kaynak: spothaber.com
Türkiye'nin en ücra yerinde bile üniversiteler kuruldu.
Even in the most remote parts of Turkey was established universities.
Kaynak: haber3.com
Anadolu'nun ücra köşelerinin neden bu kadar yaşanmaz olduğu daha iyi anlaşılıyor.
The far-flung corners of Anatolia, we can better understand why it is so uninhabitable.
Kaynak: medimagazin.com.tr
Film 1950 'lerin başında Teksas 'ın küçük ve ücra bir kasabasında hızla değişen çağa uyum sağlamaya çalışan bir grup gencin hikâyesini
Kaynak: Son Gösteri (film)
sıtma nın kol gezdiği yıllarda, Kininli Gripin tek ilaç olarak kullanılmış ve Türkiye'nin en ücra köşelerinde halk tarafından aranır olmuştur.
Kaynak: Gripin
festival 2010 yılında toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı, sinemayı, kentin ve komşu şehirlerin en ücra köşelerine kadar götürmeyi hedefledi
Kaynak: 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali
Bulut Kız, altmışlı yılların sonlarında Amerika'nın batı yakasındaki ücra bir tatil kasabasında geçen bir kişilik arayışının romanıdır.
Kaynak: Bulut Kız (roman)
birasının Rusya'daki en eski çeşidini tadabilir, Jigulevsk Kapısı'ndan vapurla geçebilir, Volga'nın orta bölgelerinin en ücra yerlerine gidebilirler.
Kaynak: Samara, Rusya
1940 'lı yıllarda Quebec'in soğuk ve ücra bir madenci kasabasında Noel zamanı geçen filmde hem kasabanın en büyük mağazasını işleten hem de
Kaynak: Antoine Amcam
kısa öykü yazarıdır. Aran Adaları 'ndan Inishmore 'un ücra bir kasabası olan Gort na gCapall'da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.
Kaynak: Liam O'Flaherty
Belirsiz bir zamanda, ücra bir dağ köyünde kıtlık ve yoksulluğun yarattığı bir zorunlulukla, 70 yaşını doldurmuş aile bireylerinin gönüllü
Kaynak: Narayama Türküsü (film, 1958)
On sekizinci yüzyıla dek ticari faaliyetleri ile Salé ülkede (ve hatta en ücra bölgelerde) nüfuzunu genişletmiştir. Onyedinci yüzyılda,
Kaynak: Salé
Böylece ekip, 1992 'de mülteci kampından ayrılıp ülkesine dönen Gula'ya, Afganistan'ın ücra bir bölgesinde ulaşmayı başardı.
Kaynak: Şarbat Gula
Elektriksiz ücra bir köyde, Kürtçe masallar anlatan bir annenin elinde büyümüş olması ve buna modern edebiyatın gücünü katması,
Kaynak: Burhan Sönmez
Özellikle ücra yörelerdeki şarkıcıların adları bile tam olarak belirtilememiştir ve örneğin "Alsounga köyünün kadın şarkıcıları" vb gibi
Kaynak: Voyage en URSS
bir yandan da Asya'nın ücra bölgelerinde el değmemiş Türklerin olduğundan bahsetmesi ve ayrıca Osmanlı İmparatorluğunu oluşturan
Kaynak: Türk halkları
Askeri birliklerin yardımıyla Anadolu'nun ücra köşelerine ulaştırdığı dergide Mehmet Akif'in yurdun değişik yerlerinde verdiği vaazların
Kaynak: Eşref Edip Fergan
Steve Kady (Jeremy Sisto ), ABD Nüfus Sayım Bürosu çalışanı olarak ücra bir köşede kalmış olan "Rockwell Falls" adlı köye son yüzyılda
Kaynak: Nüfus 436

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.