BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü
üniversite anlamı İng. university Osm. darülfünun Fr. université
Genellikle fen, edebiyat, hukuk, tıp, mühendislik gibi alanlarda eğitim ve araştırma yapan fakültelerden oluşan yüksek öğretim kurumu.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
üniversite anlamı Fr.université
Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu:§ "Bizim üniversitelerimizde tabiiyata dair neşredilmiş eserlerin kırk binden yukarı olduğunu söylemişti." -Peyami Safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca,, 29. § "Bir öğrencinle bir kezcik yatıverdin diye kendin de üniversitedeki kürsünden kovulmazdın üstelik." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 90. § "Bundan dolayıdır ki ne bir hakiki üniversite kurabildiler -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 244. § "Eski üniversite arkadaşı Suat da Nuran'a bir mektup yazmıştı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 219. § "Bu âlemleri her ne zaman hatırlasam, bir ramazan günü, şimdi üniversite binası olan Zeynep Kamil Hanım Konağı önünde…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 401. § "… isimli bir üniversite öğrencisiyle gezdim." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 21. § "Başvekilin dün üniversite gençlerine verdiği konferansında…" -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 58. § " Sen gitmelisin üniversiteye." -Elif Şafak, Şehrin Aynaları, 18. § "Deschanel (1819-1904), tanınmış bir üniversite hocası." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 53. § "Kız kardeşinin kekemeliği hangi olaydan sonra başlamıştı, Padua Üniversitesi'ne niye alınmamıştı, Venedik'te seyrettiği ilk fişek gösterisinde ağabeyi hangi renk elbise giyiyordu?" -Orhan Pamuk, Beyaz Kale, 168. § "Resim sanatçıları Van Gogh'un, Braque'in, Chagall'ın, Soutine'nin eserlerine Amerika'da alıcı bulamıyorlarmış artık, bunun için de sanat eleştirmecilerinin üniversite profesörlerinin yardımı ile İtalya'ya sürüyorlarmış onları." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 124. § "Titrek, ürperen bir aydınlıkta, avuçlarına öksüren sendikacılar, heyecandan dudakları solmuş üniversite öğrencileri , belli belirsiz kımıldıyor; yorgun yüzlü bir adam, Genel Sekreter Esat Adil, Partinin ilk kapatılış ve beraati konusunda konuşuyordu." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 255.