götürmek (-i) 1. Taşımak, ulaştırmak veya koymak:
"Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim." -A. Kutlu. 2.
(-i, -e) Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek. 3. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek:
Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü. 4.
(nsz) Öldürmek:
Hastalık çok insan götürdü. 5.
(-e) Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek. 6.
(-i, -e) Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek:
Beni evime kadar götürdü. 7.
(-e) Bir sonuca vardırmak:
"Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır." -N. Ataç. 8. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak:
Eksiler artıları götürdü. 9.
argo Tümüyle sahip olmak. 10.
argo Çalmak.