vitrin anlamı
is. 1. Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen: "Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu." -P. Safa. 2. İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap: "Vitrinin yan aynasında eşyayı seyreder gibi görünerek kendime de bakıyorum." -R. H. Karay.

vitrin anlamı
isim
1) showcase
2) window
3) display window
4) shopwindow
5) glass case
6) show window
7) show glass

vitrin anlamı Fr.vitrine
1. Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen: § "Vatmanın yanında sarışın bir kız, postacının vitrinine dikkatle bakıyordu." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 41. § "Dükkân vitrinlerinden, bir karartma gecesinin mavi sarı ışıkları yansıyordu." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 11. § "Şu dükkânın vitrinindeki mayonezli levrek..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 231. § "Birden, bir vitrin önünde, 18 yaşlarında iki delikanlının..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 57. § "Su ile zeytinyağı gibi daima biri üstte kalan ve sala birbirine işlemeyen tezatlar vitrini." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 13. § "Mağazaların vitrinleri cıvıl cıvıldı." -Elif Şafak, Mahrem, 17. § "Mariça ön tarafa, Şark Sineması'na bakan büyük vitrinin arkasına oturup, sabah gazetelerini ezberlemeye başlamış, ihtiyar zenginlerin ve geveze emeklilerin, yalnızlıktan çatlayan masalarını, el yordamı, kör yürüyüşü ve aşınmış fahişe gülümsemeleriyle, birer ikişer birbirine bağlıyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 462. 2. İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap.