yağlı ne demek?
- 4 sözlük, 8 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
yağlı anlamı
sf. 1. Üzerinde veya içinde yağı olan. 2. Yağı çok olan. 3. Yağla yapılmış: Yağlı çörek. 4. Besili, semiz: "Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun." -O. C. Kaygılı. 5. Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan: "Uzun saçları eski redingotun yağlı yakasına dökülüyor." -Ö. Seyfettin. 6. mec. ve tkz. Bol ve kolay kazanç sağlayan: Yağlı bir iş.
sf. 1. Üzerinde veya içinde yağı olan. 2. Yağı çok olan. 3. Yağla yapılmış: Yağlı çörek. 4. Besili, semiz: "Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun." -O. C. Kaygılı. 5. Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan: "Uzun saçları eski redingotun yağlı yakasına dökülüyor." -Ö. Seyfettin. 6. mec. ve tkz. Bol ve kolay kazanç sağlayan: Yağlı bir iş.
Türkçe - İngilizce
yağlı anlamı
sıfat
1) fatty
2) fat
3) oily
4) greasy
5) oiled
6) oleaginous
7) adipose
8) unctuous
9) sebaceous
10) smeary
11) tallowy
sıfat
1) fatty
2) fat
3) oily
4) greasy
5) oiled
6) oleaginous
7) adipose
8) unctuous
9) sebaceous
10) smeary
11) tallowy
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yağlı anlamı
1. Börek. 2. Pide. 3. Yağlanmış ekmek. 4. Yağlı yufkanın içine peynir sarılıp tavada pişirildikten sonra, üstüne şeker ekilerek yenilen bir tatlı.
1. Börek. 2. Pide. 3. Yağlanmış ekmek. 4. Yağlı yufkanın içine peynir sarılıp tavada pişirildikten sonra, üstüne şeker ekilerek yenilen bir tatlı.
yağlı anlamı
1. Güçlü, canlı (toprak, harç vb. için). 2. Bol, çok.
1. Güçlü, canlı (toprak, harç vb. için). 2. Bol, çok.
yağlı anlamı
Sırtlan.
Sırtlan.
*Nizip -Gaziantep
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Yağlı anlamı
Artvin ili, Meydancık bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Artvin ili, Meydancık bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Yağlı anlamı
Erzurum ili, Kırık bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Erzurum ili, Kırık bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Yağlı anlamı
Iğdır ili, Tuzluca ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Iğdır ili, Tuzluca ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
yağlı eş anlamlısı
besili
sf. Semiz, semirtilmiş: "Avludan atlar geçmeye başladı. Hepsi besili ve bakımlı idi." -T. Buğra.
sf. Semiz, semirtilmiş: "Avludan atlar geçmeye başladı. Hepsi besili ve bakımlı idi." -T. Buğra.
semiz
sf. 1. Şişman: "Semiz ve romatizmalı olan bu adam, suya ayağını bile değdirmemiştir." -F. R. Atay. 2. Eti, yağı çok olan, tavlı: "Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm." -N. F. Kısakürek.
sf. 1. Şişman: "Semiz ve romatizmalı olan bu adam, suya ayağını bile değdirmemiştir." -F. R. Atay. 2. Eti, yağı çok olan, tavlı: "Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm." -N. F. Kısakürek.
zengin
sf. 1. Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı: "Şık, zengin, keyfi yerinde, yazı Avrupa'da ve kışı Beyrut'ta geçiren Suriyelilerden biri idi." -F. R. Atay. 2. Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan: Zengin bir dil. Zengin bir kitaplık. Zengin bir anlatım. 3. Verimli: Zengin bir doğa. 4. Gösterişli: Zengin bir giysi.
sf. 1. Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı: "Şık, zengin, keyfi yerinde, yazı Avrupa'da ve kışı Beyrut'ta geçiren Suriyelilerden biri idi." -F. R. Atay. 2. Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan: Zengin bir dil. Zengin bir kitaplık. Zengin bir anlatım. 3. Verimli: Zengin bir doğa. 4. Gösterişli: Zengin bir giysi.
"yağlı" için örnek kullanımlar
Taş ve tuğla yüzeylere, mihrap ve minberlere yağlı boya yapamaz.
Stone and brick surfaces, the altar and the pulpit can not do oil painting.
Kaynak: diyarbakirsoz.comÜlkemizdeki çiftçiler mısır, yağlı tohum bitkilerini pahalı üretiyor.
Farmers in our country, maize, oil seed producing plants is expensive.
Kaynak: blog.milliyet.com.trGeceleri ağır ve yağlı yemek yememeye özen gösterilmelidir.
Care must be taken not to eat at night, heavy and oily food.
Kaynak: haberturk.comTam yağlı süt içmek 50 yaşından sonra muhtemel kas kayıplarını azaltır.
Likely to drink full-fat milk after the age of 50 reduces muscle loss.
Kaynak: takvim.com.trKırkpınar Yağlı Güreşleri, geleneksel Türk yağlı güreş turnuvası. Her sene Haziran ayı sonu ila Temmuz ayı başında Edirne 'de
Kaynak: Kırkpınar
Kaynak: Kırkpınar
Yağlı urgan, asılarak idam larda kullanılan bir ip çeşididir. mahkûm idam sehpası na çıktığında cellat mahkümün boynuna yağlı urgan
Kaynak: Yağlı urgan
Kaynak: Yağlı urgan
Karaciğer yağlanması, yağlı karaciğer olarak da bilinen karaciğer in triaçilgliserol senteziyle VLDL dengesizliğinin ortaya çıkmasıyla
Kaynak: Karaciğer yağlanması
Kaynak: Karaciğer yağlanması
Taş baskı ya da litografi/litografya, kireç taşı üzerine yağlı mürekkep le çizilmiş şekil ve yazıların basım sanatı. Taşbaskıya el
Kaynak: Taş baskı
Kaynak: Taş baskı
Ahmet Taşçı (d.kocaeli /karamürsel 1960 ) Türkiye yağlı güreş başpehlivanı. Karamürsel'e 2. altın kemeri getiren ve bu dalda hem kendisine
Kaynak: Ahmet Taşçı
Kaynak: Ahmet Taşçı
Grafit, yumuşak, yağlı, kâğıtta iz bırakan, siyah renkli bir katı maddedir. Grafit, yağ haline getirilip makinelerde, çalışan parçaların
Kaynak: Grafit
Kaynak: Grafit
Foie gras (foie karaciğer , gras yağlı , şişman), Fransızlar ın kaz ve ördek ciğer inin yağlandırılması ile elde edilen leziz yiyeceği.
Kaynak: Foie gras
Kaynak: Foie gras
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
