Bunu bizlerden de daha
yakinen iş dünyası takip ediyor.
Us, the more closely it is followed by the business community.
Kaynak: htspor.comYakinen olmasa da Öcalan'ı tanıyorum, 80'li yıllardan bir tanışıklığımız var.
I know, but not closely Ocalan, the 80s have an acquaintance.
Kaynak: samanyoluhaber.com Yakinen olmasa da Öcalan'ı tanıyorum evet 80'li yıllardan bir tanışıklığımız var.
Yes I know, but not closely 80s Ocalan's an acquaintance.
Kaynak: internethaber.com Onbinlerce lisanslı sporcumuz, bunların aileleri, spora ilgi duyan herkes wushuyu artık
yakinen tanıyor.
Tens of thousands of athletes, royalty, their families, is now closely wushuyu you know anyone who is interested in sports.
Kaynak: ilgazetesi.com.trMemleketimizdeki bir çok şehirlerin planlarını bizzat çizerken vazifesi icabı bütün Türkiye'yi
yakinen gezerek tetkik etmiş ve bir çok
Kaynak: Celalettin UzerRütbeli, psikolojik bunalım içerisinde olduğu izlenimiyle tutukluları
yakinen inceler. Genel kanı Lawrence yakayı ele vermiştir.
Kaynak: Arabistanlı Lawrence (film)Komünistlere halk desteği imparatorluk sınırlarının düzenlenmesiyle
yakinen bağlıydı. Dışişleri Politikası: Mayıs ayının sonlarına doğru
Kaynak: Macaristan Sovyet Cumhuriyetiİkan, Arapça'da kesin bilgi demektir(ikan, yakin,
yakinen vb.), Saklı Sözler (Kelimat-ı Meknune), Kurdun Oğlu Risalesi gibi kitaplardır.
Kaynak: BahailikBunu böyle belirttikten sonra yeniden bizim kuşağında
yakinen tanık olduğu Kötürelilerin yakın geçmişine dönersek. 1800 sonlarında daha
Kaynak: Kötüre, Afşin