anlaşmak,
yanaşmak, kayıkçı, ısırmak, ılıklaşmak, seslenmek, yelek, bilek, çilek vb. o, ö, u, ü a, e, u, ü: Türkçede bir sözcüğün herhangi
Kaynak: Küçük ünlü uyumuBu yüzden ona
yanaşmak çok tehlikelidir. İo 'nun kurtarılması için Zeus , Hermes'i görevlendirir. Hermes canavarın yanına oturarak eline
Kaynak: HermesGirs, Afganistan'daki Britanya-Rus anlaşmazlığında (Eylül 1885) barışçı bir çözüme
yanaşmak zorunda kaldı. İsteksizce Fransa ile ittifaka
Kaynak: Nikolay Karloviç GirsEvinden çıkdığında Collie yavrularını görür
yanaşmak ister Collie engeller bir kadın köpeği tutunca yavrular babasının yanında oyun
Kaynak: Beyaz Diş (roman)Büyük Komor'da 1875'te Sultan Ahmed'in yerine geçen torunu Seyyid Ali, Fransızlara
yanaşmak ve onların himayelerini kabullenmek zorunda
Kaynak: KomorlarFakat her iki taraf ta bir muharebeye
yanaşmak istememekteydi. Godwinson'un oğullarının ordusuna katılanların da krala karşı muharebeye
Kaynak: Günah Çıkartıcı Aziz EdwardMenşevik iktidarı altındaki Ermeni hükûmeti barışa
yanaşmak zorunda kaldı ve 3 Aralık 1920 de Ermenistan 'la Gümrü Barış Antlaşması imzalandı.
Kaynak: Kâzım Karabekirtoparlamaya çalışan Medina-Sidonia, Flaman sahilini kaplayan sığ denizde kumsala oturmaktan çekindiği için, doğusundaki kıyıya
yanaşmak istemiyordu.
Kaynak: İspanyol ArmadaAncak, Osmanlı valisinin bu emri uygulama isteğine karşılık, Mekke şeriflerinin bu uygulamalara
yanaşmak istemedikleri görülmektedir.
Kaynak: Mekke