Saha içindeki
yardımlaşma, organizasyon ve mücadele, futbol adına zevk verdi.
Assistance in the field, organization and struggle, decided to enjoy football behalf.
Kaynak: trtspor.com.trBu da beraber oynama
yardımlaşma duyguları bir araya gelince adım atmış olursunuz.
This is playing with the feelings of solidarity will step to come together.
Kaynak: haber3.comŞut var, kanat hücumları var,
yardımlaşma var.
There Shots, the wing's attacks, there is solidarity.
Kaynak: spor.gazetevatan.comTakım içinde hava,
yardımlaşma iyi ancak bu sonuca dönüşmediği için eleştiriler alıyoruz.
Set in the air, helping take criticism well, but does not convert to this conclusion.
Kaynak: haber.gazetevatan.comKarşılıklı
yardımlaşma veya evrimsel iş birliği, biyolojide birbirleri için yararlı olan ve aralarında
yardımlaşma davranışları sergileyen
Kaynak: Karşılıklı yardımlaşma (evrim)Karşılıklı
yardımlaşma, ekonomik ve politik düzlemde, Kropotkin'in geliştirdiği anarşist teorinin öncelikli kavramlarından. İnsan
Kaynak: Karşılıklı yardımlaşma (kavram)Öğrenci değişim programı, okul lar arasındaki uluslararası eğitim
yardımlaşma anlaşması gereği isteyen öğrenci lerin, eğitimlerinin bir
Kaynak: Öğrenci değişim programıKimse Yok Mu Derneği , bir uluslararası olarak faaliyet yapan
yardımlaşma derneği. Kimse Yok Mu , Samanyolu TV'de çıkan bir program
Kaynak: Kimse Yok Mu (anlam ayrımı)Hünkâr İskelesi semtinde Osmanlı İmparatorluğu 'nun Rusya İmparatorluğu ile imzaladığı bir karşılıklı
yardımlaşma ve saldırmazlık antlaşmasıdır.
Kaynak: Hünkâr İskelesi Antlaşması