Ancak şu an Kayseri'ye oynattığı futbol ona karşı ön
yargılı olan bizlere parmak ısırtıyor.
But now, Kayseri, which is biased against him and moves it to us the finger ısırtıyor football.
Kaynak: hurriyet.com.trTürkiye'ye karşı ön
yargılı oldular.
Are prejudiced against Turkey.
Kaynak: bloomberght.comSözcükler, başka sözcüklerle öbekleşince,
yargılı anlatıma dönüşünce, anlam belirginleşmeye başlar.
Words, in other words, öbekleşince, the narrative becomes biased, meaning begins to become clear.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trİlk önce senaryo olarak biraz ön
yargılı yaklaşılmış olsa da, oyuncu kadrosundaki başarı ve hikâyenin işlenişi herkesin beğenisini kazandı.
Approached first scenario a little biased, though, the story of success and the processing of the staff of the player won the admiration of everyone.
Kaynak: stargundem.comÖn
yargılı kişinin kullandığı (sayısından bağımsız) olguların diğer olgularla (kişinin kullanmadığı veya kabul etmediği)
Kaynak: Ön yargıİki
yargılı ve uyaklı olanlar: Çoğunlukla şiirsel bir anlatım güzelliği taşırlar. Bu kümedeki deyimlerin bir bölümünde yargılardan bir
Kaynak: Türkçede deyimiç dünyasındaki kini ve nefreti yansıtmıyordur” diyen Bardakoğlu, “Kışkırtıcı, düşmanca, ön
yargılı ve taraflı bir bakış” olduğunu söyledi.
Kaynak: XVI. Benedictus'un İslam tartışması80 centuria'ya sahip Classici'lerin ağırlıkta olduğu böyle bir sistem de, Classici'ler diğer sınıfların lehine bir oylamaya ön
yargılıKaynak: Servius Tullius