Bebekleri
yaşatabilmek için elimizdeki en önemli ürün anne sütü.
The most important product we have to provide our babies breast milk.
Kaynak: timeturk.comMilletçe en öncelikli özelliğimiz veya öncelik verdiğimiz konu, yavruyu
yaşatabilmek.
As a nation, we give priority to the highest priority feature or topic perpetuate puppy.
Kaynak: dha.com.trMilletçe en öncelikli özelliğimiz veya öncelik dediğimiz konu, canlıyı
yaşatabilmek.
As a nation, we call the highest priority feature or priority issue perpetuate animal.
Kaynak: medyaline.comVakıfın kuruluş amacı, genç yaşta elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden "Zeynep Mutlu" ismini sonsuza dek
yaşatabilmek için her düzeyde
Kaynak: Zeynep Mutlu Eğitim Vakfıkahraman Benjamin Martin (Mel Gibson ) Fransız-yerli savaşının kahramanıdır ve ailesini barış içinde
yaşatabilmek için savaşmamaya yeminlidir.
Kaynak: Vatansever (film, 2000)Öğrencilerine karşı anlayışlı, merhametli ve yardımsever, çevresine karşı ise dost canlısı olan Ed, ailesini daha iyi
yaşatabilmek için
Kaynak: Tehlikeli Arzular (film, 1956)Cody Paris'te Baily'e unutamayacağı bir deneyim
yaşatabilmek için London' dan yardım ister ve ona Beily gibi davranarak Baily'nin bu günün
Kaynak: Zack & Cody GüvertedeAkvaryumda
yaşatabilmek için litre başına 2 gram kaya tuzu atılması gereklidir. Etçil bir balıktır, adından da anlaşılacağı üzere
Kaynak: Okçu balığıTürk halkoyunlarını geliştirmek ve
yaşatabilmek amacıyla « Türk Halk Danslarını Yaşatma ve Yayma Tesisi » adlı bir bölüm kurdu ve kalan
Kaynak: Balıkesir yöresi halkoyunlarıReis Sagwitch kabile üyelerinden kurtulanları bir arada
yaşatabilmek için toplamıştır. Sagwitch iki kere elinden vurulmuş, atla kaçmaya
Kaynak: Bear Nehri Katliamı