Ülserle
yaşayabilmek için öncelikle beslenmeye dikkat etmek gerekiyor.
In order to survive you need to pay attention to diet ulcer.
Kaynak: takvim.com.trVe hayallerini
yaşayabilmek adına nelerden fedakârlık etmişti?
And what in the name of self-sacrifice had been able to live their dreams?
Kaynak: fotospor.comOuya deneyimini
yaşayabilmek için ne yazık ki bir müddet daha beklemek gerekiyor.
In order to live the experience of Ouya unfortunately have to wait a while longer.
Kaynak: stargundem.comTam anlamıyla daha etkileyici bir oyun keyfi
yaşayabilmek için Eylül ayını beklemelisiniz.
In order to live fully enjoy a game more impressive than wait for the month of September.
Kaynak: stargundem.comYoksulluk sınırı, yeterli hayat standardında
yaşayabilmek için gerekli olan minimum gelir miktarıdır. Uygulamada ya da algılamada,
Kaynak: Yoksulluk sınırıbu insanlar burada yaşamak için nem çiftlikleri kurmuş ve
yaşayabilmek için yeraltı konutları inşa etmişlerdir. Gezegenin yetersiz
Kaynak: TatooineAthoslular uzun
yaşayabilmek ve gelişebilmek için Wraithler 'in dikkatini üzerlerine çekmemek zorundadırlar. Athoslular zeki bir toplumdur
Kaynak: Athoslular (Yıldız Geçidi)Tatilci bulunduğu sıcak iklim beldesinin bütün özelliklerini sınırlı zamanda
yaşayabilmek için plan program yapar. Bütün plajlara gider,
Kaynak: Yazlık (kitap)sürdürmek, ailesine bağlı olmadan
yaşayabilmek amacıyla da verilir. Avusturya Medenî Kanunu'nda drahoma zorunlu kılınmış; İsviçre ve
Kaynak: DrahomaYeni doğan bir bebek beslenmek, temizlenmek, ısınmak, korunmak, kısaca
yaşayabilmek için anneye ya da başka bir bakıcıya muhtaçtır.
Kaynak: Bağlanma KuramıMeral Soydan, romanının gerçekçi olması için, adını ve kıyafetlerini değiştirmiş, fakir insanların arasında geçici bir süre
yaşayabilmekKaynak: Efkârlıyım AbilerÖlümden sonra dirilerek sonsuza kadar
yaşayabilmek insanoğlunun en büyük arzularından birisidir. Sözcük; dizi, düzen, özlük, sonsuzluk
Kaynak: Tura (mitoloji)Buffy, Sunnydale'de tekrar
yaşayabilmek için çaba gösterir. O yokken, arkadaşlarının ondan uzaklaştığını hisseder. Ama eski bir Nijerya
Kaynak: Dead Man's PartyAthoslular uzun
yaşayabilmek ve gelişebilmek için Wraithler 'in dikkatini üzerlerine çekmemek zorundadırlar. Athoslular zeki bir toplumdur
Kaynak: Yıldız Geçidi mitolojisiKonusu: Hamo
yaşayabilmek için evindeki eşyaları satar. Nina'nın piyano çalabilen bir kızı vardır. Kızının bir restorantta piyano çaldığını
Kaynak: Votka LimonKarısının daha iyi
yaşayabilmek için sahneye çıkmak istemesi üzerine, geçim sıkıntısının etkisiyle de bunalım geçirir ve akıl hastanesine
Kaynak: Üşütükortamda
yaşayabilmek için üreaz enzimini salgılar. Mide çeperinin bu bakteri tarafından kolonize edilmesi mide ülseri ve kanser e yol açar.
Kaynak: Virülansbarındıran bir FPS oyunudur, oyunda insan ve uzaylı olarak 2 ık mevcuttur, oyuncular
yaşayabilmek için mutlaka bir üs kurmalı ve onu korumalılardır.
Kaynak: TremulousBaşlangıçta şinigami olmaya karşıyken bütün arkadaşlarının ölümü Rukia'yı daha iyi
yaşayabilmek için akademiye katılmak konusunda harekete
Kaynak: Rukia KuchikiMiller'in kahramanları, haşin bir toplum içerisinde, kendi vicdanlarıyla
yaşayabilmek için bireysel suç ve sorumluluklarıyla uzlaşmaya
Kaynak: Arthur Miller