Bir sosyal medya devi olan Facebook, sadece bununla
yetinmek istemiyor.
A social media giant Facebook, does not want to settle for just that.
Kaynak: stargundem.comTemsilcimiz böylece ilk deneyiminde 4.lükle
yetinmek zorunda kaldı.
So had to settle for the first experience of representative 4.lükle.
Kaynak: blog.milliyet.com.trBaros ilk maçında beraberlikle
yetinmek zorunda kaldı.
Baros had to settle for a draw the first match.
Kaynak: sporx.comAncak filmle ilgili daha fazla ipucu vermemek adına bununla
yetinmek gerektiğini düşünüyorum.
However, more clues about the film For the avoidance think we should be content with that.
Kaynak: haber7.comyükselen ancak Batı Almanya 'ya kaybedip ikincilikle
yetinmek zorunda kalan Arjantin, daha sonraki kupalarda çeyrek finalden öteye gidemedi.
Kaynak: Arjantin Millî Futbol Takımıolmayan takım üç kez elde ettiği dördüncülük dereceleriyle (Martini iki kez (1991), Christian Fittipaldi (1993)
yetinmek zorunda kalmıştır.
Kaynak: Minardikg yapmasına rağmen kendisiyle aynı puanı alan Lu Yong 'un yarışma tartısında avantajlı olduğu için gümüş madalyayla
yetinmek zorunda kaldı.
Kaynak: Andrei Rybakou5 bin metrede gümüş madalya ile
yetinmek zorunda kalan ve şampiyonluğu Belçika 'lı G. Reiff'e kaptıran Zatopek, rövanşı Helsinki 'de aldı
Kaynak: Emil ZátopekArdından Sebastian Vettel ikincilik ile
yetinmek zorunda kalmıştır. Üçüncülüğü ise Ferrari pilotu Felipe Massa almıştır. Değişiklikler
Kaynak: 2009 İspanya Grand PrixO yıl Galatasaray sadece Türkiye Kupası ile
yetinmek zorunda kaldı. Ancak, Simoviç özellikle ikinci yarıda gösterdiği başarılı
Kaynak: Zoran Simovićtaşkınlık yapmamak, ölçülü olmak, mürşidin verdiği kadarıyla
yetinmek, nefsine uyup mürşidinden kaldıramayacağı isteklerden bulunmamaktır.
Kaynak: Marifet KapısıÜlkesinde yapılan 2008 Yaz Olimpiyatları 'nda ise bronz madalya ile
yetinmek zorunda kaldı. Ruirui Zhao Guangdong Hengda takımının
Kaynak: Ruirui Zhaoile ayakta kalabildiğinden Esat Paşa dikkatli şekilde kaynaklarını kullanmak ilerisi için savunma ve sınırlı saldırılarla
yetinmek zorundaydı.
Kaynak: Beşpınar Muharebesimuharebede kazanılan bütün yerleri Osmanlı'ya geri vermek ve Azak kalesininin ise yıkılarak kendilerine teslimi ile
yetinmek zorunda kalmıştır.
Kaynak: Stavuchany Muharebesi2 yıl sonraki 2007 Avrupa Halter Şampiyonası 'nda toplamda 286 kilo kaldırarak bronz madalyayla
yetinmek zorunda kaldı 2008 Avrupa Halter
Kaynak: Erol BilginKupasında ise ,kırmızı kart cezası sebebiyle oynayamadığı, final maçını Brezilya'ya 2-0 kaybederek ikincilikle
yetinmek zorunda kalmışlardır.
Kaynak: Michael BallackSavunmaya devam etmesi için Riedenschneider'a ödeyecek hiç parası kalmayan Ed, yetersiz bir yerel avukatın savunmasıyla
yetinmek zorunda
Kaynak: Orada Olmayan Adamkatılacaktı, ama Mystery ile aralarındaki ihtilaf nedeniyle programın hazırlanmasına danışman olarak dışarıdan destek vermekle
yetinmek zorunda kaldı.
Kaynak: Baştan çıkarmaverdikleriyle
yetinmek zorunda kalırsınız, yapay malzemeleri kullandığınızda ise tam olarak ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir malzeme yaratabilirsiniz.'
Kaynak: Kiraliteonaylayarak (Cenevre Konferansı , 1954 ) ve Lübnan 'a müdahale ederek (temmuz 1958 ) elde edilmiş durumunu korumakla
yetinmek zorunda kaldı.
Kaynak: John Foster DullesHülasa anlatılacak daha çok başka hususlarda var ama şimdilik bu kadarıyla
yetinmek durumundayız. Bülbüle sormuşlarda ah vatanım demiş
Kaynak: Derebağ, Yerköy