Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yetirmek ne demek?

 - 3 sözlük, 12 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

yetirmek anlamı
(-i, -e) hlk. 1. Bitirmek, Tamamlamak. 2. Besleyip büyütmek, yetiştirmek. 3. Yetiştirmek, idare etmek: Parayı yetirmek.

Türkçe - İngilizce

yetirmek anlamı
fiil
1) make last

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

yetirmek anlamı
Yetiştirmek, denk getirmek.

Ovacık *Tavas, *Eğridjr köyleri -Isparta
-Denizli
*Bozdoğan -Aydın
*Mudanya -Bursa
Tokat -Eskişehir
-Bolu
*Kurşunlu -Çankırı
*İskilip -Çorum
Kurtkale *Çıldır -Kars
Çanıllı *Ayaş -Ankara
Afşar, Pazarören *Pınarbaşı -Kayseri
*Milas -Muğla

yetirmek anlamı
Tamamlamak.

*Yalvaç, *Eğridir köyleri -Isparta
-Burdur
-Denizli
İğdecik, Sancaklıboz -Manisa
Tokat -Eskişehir
*Kandıra -Kocaeli
-Niğde
*Mut ve köyleri -İçel
Bağyaka *Finike -Antalya
Kınık *Fethiye -Muğla

yetirmek anlamı
Yetiştirmek, büyütmek.

*Pütürge -Malatya
-Urfa
*Koyulhisar -Sivas

yetirmek anlamı
Götürmek, iletmek.

Tokat -Eskişehir
*Mut ve köyleri -İçel

yetirmek anlamı
Yitirmek.

İğdecik, Sancaklıboz -Manisa
-Bursa
*Söğüt -Bilecik
*Keskin, Gümele -Ankara

yetirmek anlamı
Şımarmak.

İğneciler *Mudurnu -Bolu
*Akyazı çevresi -Sakarya

yetirmek anlamı
Ulaştırmak, iletmek.

Kars

yetirmek anlamı
Getirmek

Arpaçay - Kars

yetirmek anlamı
Yetiştirmek, yükseltmek

Kırşehir

yetirmek anlamı
Ulaştırmak

Kars

yetirmek eş anlamlısı

bitirmek
(-i) 1. Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak: "Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." -P. Safa. 2. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak: "Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu." -A. Gündüz. 3. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek: "Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar" -C. S. Tarancı.
idare etmek
1) yönetmek, çekip çevirmek: "Aramızdan biri mesela ev sahibi Kâzım Bey müzakereyi idare etsin." -R. N. Güntekin. 2) tutumlu kullanmak: "Lakin siz, yine sabaha kadar kalacakmışız gibi idare edin mumu." -R. N. Güntekin. 3) yetmek, yetişmek: "Evler ve dükkânların Ahmet'i idare edeceği belli idi." -S. F. Abasıyanık. 4) alışverişte yeterli olmak, kurtarmak: Bu kumaşı o fiyata veremem; idare etmez. 5) göz yummak, hoş görmek; 6) örtbas etmek.
tamamlamak
(-i) 1. Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek: "Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı." -N. F. Kısakürek. 2. Bitirmek: "Bu, otuz yaşına gelmeden altmışını tamamlamış sıska bir gençti." -Ö. Seyfettin.
yetiştirmek
(-i, -e) 1. Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak. 2. Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek: Kitabı önümüzdeki aya yetiştireceğim. 3. Birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek: Hastayı doktora yetiştirmek. 4. (nsz) Üretmek, büyütmek, geliştirmek: "Evlerinin bahçesinde bir iki elma, erik ağacı yetiştirirler." -N. Cumalı. 5. İletmek, duyurmak: "Müjdeyi komşu hanımlara yetiştirmeye koşmuştu." -H. F. Ozansoy. 6. Sağlayıp vermek: "Sigara yakmak isteyenlere kibrit yetiştirir." -H. Taner. 7. (-i) Yetmesini sağlamak: "Cephemiz susuz, kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz." -F. R. Atay. 8. (-e) mec. Söylenmemesi gereken bir şeyi hemen söylemek: "Hiç kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler." -M. Ş. Esendal. 9. (-i) mec. Çocuğun gelişip büyümesine özen göstermek: "Munise'yi güzel ahlaklı bir kadın olarak yetiştirecektim." -R. N. Güntekin. 10. (-i) mec. Eğitim, öğrenim sağlamak.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.