gündelik is. 1. Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye:
"Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek." -F. R. Atay. 2. Günlük iş:
"Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu." -M. Mungan. 3.
sf. Her günkü, yevmi:
"Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi." -A. İlhan. 4.
sf. Her gün yayımlanan, her gün çıkan:
"Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu." -H. Taner.
günlük(I)
sf. 1. O günkü, o günle ilgili. 2. Üzerinden gün geçmiş veya geçecek:
On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi. 3. Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan:
Günlük gazete. 4.
is. Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra. 5.
is. ed. Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce.