Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yıpratıcı ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

yıpratıcı anlamı
sf. Yıpratan, gücü kıran, azaltan: "Evvelce hoşlandığım karakter değişiklikleri yorucu, yıpratıcı olacak." -R. H. Karay.

"yıpratıcı" için örnek kullanımlar

Ben bundan şikayetçi değilim ama kolay da değil. Yıpratıcı bir şey.
I'm not complaining, but it's not easy. Aggressive thing.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Burak önde yıpratıcı pres yaptı,Drogba kendisine gelen hemen hemen her topu olumlu kullandı.
John was pressing ahead harsh, almost every ball that came his way Drogba used positively.
Kaynak: aksam.com.tr
Erkoçlar'ın örneğindeki gibi biyolojik olarak kadınken erkek olmak isteyen bir kişinin ameliyat süreci çok zor ve yıpratıcı.
Erkoçlar'ın as in the case of a person who wants to be biologically male kadınken surgery is very difficult and exhausting process.
Kaynak: pressturk.com
Zamanın yıpratıcı etkisi ve birazda insanımızın define merakı yüzünden çok kötü durumda olan Kaynar Kalesi izinsiz olarak yapılan kazılarla
Kaynak: Kestel, Bucak
Başörtüsü, başı özellikle saç ları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan başın üst kısmının
Kaynak: Başörtüsü
Türk boyu olan Kumanlar 'dan yardım da almışlardı. Trakya ve Makedonya 'daki Bizans lejyonlarına oldukça yıpratıcı saldırılara giriştiler.
Kaynak: Ulah-Bulgar Ayaklanması
Haşıllamadaki amaç dokuma sırasındaki yıpratıcı etkilerden iplikleri korumaktır. Haşıl maddeleri filim oluşturabilen belirli bir yapışma ve
Kaynak: Haşıllama
Ordu, ulusal sınırları savunmakla birlikte askeri stratejisini, saldıran orduyu sınırda tutarak yıpratıcı bir savunma taktiği uygulamak
Kaynak: Finlandiya Savunma Kuvvetleri
Çoğunlukla tehlikeli ya da yıpratıcı olarak adlandırılan meslek dallarında çalışanlara erken emeklilik hakkı tanınır. Bununla birlikte,
Kaynak: Türkiye'de Emeklilik ve Genel Sosyal Güvenlik Sigortası Sistemi
Deniz rezervleri; Karadaki "milli park" uygulamalarıyla benzeşen, balıkçılık da dahil olmak üzere her türlü yıkıcı ve yıpratıcı insan
Kaynak: Dünya Okyanus Günü
İnsanlık tarihine ışık tutan bu eserlerin günümüze ulaşmasının sebebi ise zamanla toprakla dolan mağarada ışık ve hava gibi yıpratıcı
Kaynak: Altamira mağarası
Çoğunlukla tehlikeli ya da yıpratıcı olarak adlandırılan meslek dallarında çalışanlara erken emeklilik hakkı tanınır. Bununla birlikte,
Kaynak: Türkiye'de Emeklilik Sistemi
Cibril'e göre Filistinliler yıpratıcı savaş la savaşı kazanacaklardır. Habaş ve diğer Filistinli gruplarla birlikte davranarak, İsrail
Kaynak: Ahmed Cibril
Kalkanın kenarları pirinç ya da deri ile kaplanarak çevrenin yıpratıcı etkisine karşı güçlendiriliyor ve bu kaplamalardan bazı durumlarda
Kaynak: Scutum
Bu yıpratıcı rejim ve zorlu çalışmalarla geçen uzun yıllar onu fiziksel açıdan oldukça güçsüz bıraktı. Tüm yaşamını paylaştığı kadının
Kaynak: Eugène Atget
Bu yemekte geçen konuşmalar sonucu, yıpratıcı bir kişilik sorgulaması, bir tür itiraflar zinciri ortaya çıkacaktır. Kadrosu: (İstanbul Devlet
Kaynak: Yeraltından Notlar (oyun)
Eski Başbakan Chirac'ın UDF'ye sert eleştirileri ve Chirac ile D'Estaing arasındaki yıpratıcı rekabet, 1981 yılındaki Cumhurbaşkanlığı
Kaynak: Fransız Demokrasisi için Birlik
Diğer grup üyeleri ise yıpratıcı geçen iki albümlük sürecin sonunda daha özgürce çalışabilecekleri bir plak firması bulmaya karar
Kaynak: Flört (müzik grubu)
Oldukça kırılgan ve nazik bir şey (Larks' tongues -tarlakuşu'nun sözleri-) yıpratıcı, kemirici,asidik bir maddeyle çevrilmişti
Kaynak: Larks' Tongues in Aspic
ABD'nin uzun ve yıpratıcı bir savaşın ardından Vietnam 'dan yenilerek geri çekilmesi, CIA örgütünün başta Ortadoğu ve Uzakdoğu olmak üzere
Kaynak: Akbabanın Üç Günü

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.