Kesenin görevi, safrayı depolayıp,
yoğunlaştırmak, ve gerekli aralıklarla oniki parmak bağırsağına safra salgılamaktır. Safra kesesi
Kaynak: Safra kesesiiçin ana silahlı kuvvetleri başlıca düşman kuvvetleri karşısında
yoğunlaştırmak gerektiğini ve cephenin ikincil önem taşıyan kesimlerinin
Kaynak: Grande ArméeKültürel ve sanatsal etkinlikleri
yoğunlaştırmak, UNESCO tarafından Dünya mirası olarak gösterilen Truva Antik Kenti kültürünü ve
Kaynak: Truva Kültür ve Sanat FestivaliAynı anda iki cephede savaşamayacağından, gücünü Özbeklere yapacağı saldırıya
yoğunlaştırmak amacıyla 1590 'da Osmanlı larla bir barış
Kaynak: I. AbbasBu yolu tamamlamak için halihazırda mevcut yollar yenilenecek ve ağı daha
yoğunlaştırmak için yeni yollar inşa edilecektir. Bu hedefle
Kaynak: Asya ana karayollar projesiKimyada "bobin", damıtılan buharı sıvı halde
yoğunlaştırmak için kullanılan sarmal formdaki tüplere denir. Moleküllerin birbiriyle olan
Kaynak: Bobintekniğinin kolay ve ucuz olması MIT araştırmacıları, Wieman ve Cornell,nın hidrojeni bu yönde bir teknik kullanarak
yoğunlaştırmak amacına itmiştir.
Kaynak: Carl E. WiemanNikki Reed, gençleri daha çok sosyal değişim üzerine
yoğunlaştırmak amacıyla kurulan, kar amacı gütmeyen Do Something kuruluşunun
Kaynak: Nikki ReedKonsantre etmek :
yoğunlaştırmak. Konsantre olmak : yoğunlaşmak. Konsensus : uzlaşma,mutabakat. Konsept : kavram. Konsolidasyon : pekiştirme
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcüklerCERN'de "stokastik soğutma" yönetimini geliştirmesiyle karşıt proton demetlerini biriktirmek,
yoğunlaştırmak ve kontrol etmek olası hale geldi.
Kaynak: Antimaddedüşünüyordu fakat zayıf çarşamba ve perşembe günlerini güçlendirmeye
yoğunlaştırmak amacıyla Glee'nyi salı gününe bırakarak dizinin
Kaynak: Glee (dizi)