Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

zarûret ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

zarûret anlamı
zorunluk.

Güncel Türkçe Sözlük

zaruret anlamı
is. (zaru:ret) 1. Zorunluluk: "Kültür hâkim olduktan sonra, sanat ve hayat, mazi ve yeni zaruretler ne güzel uyuşuyor." -F. R. Atay. 2. Gereklilik: "Müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir." -N. Hikmet. 3. Sıkıntı, yoksulluk, fakirlik: "Kıyafetinden dışarılıklı ve zarurette olduğu anlaşılan bir kadın ... kahvelerden birine girdi." -Y. K. Karaosmanoğlu.

zarûret eş anlamlısı

fakirlik
is. 1. Yoksulluk: "Bilmezsin belki arpa ekmeği de İran'da fakirliğin sembolüdür." -T. Buğra. 2. Verimsizlik, kısırlık: Toprağın fakirliği. 3. Yetersizlik: Dilin fakirliği.
gereklilik
is. Gerekli olma durumu, lüzum.
sıkıntı
is. 1. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." -P. Safa. 2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." -A. Gündüz. 3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." -S. F. Abasıyanık. 4. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. mec. Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." -B. Felek.
yoksulluk
is. 1. Yoksul olma durumu, yoksuzluk, sefillik, sefalet, fakirlik: "Yoksuldu biliyorum ama boyuna da yoksulluk sözü edilmez ya!" -O. V. Kanık. 2. mec. Verimsizlik, yetersizlik.
zorunluluk
is. Olması gerekme, olduğundan başka olmama, zorunlu olma, mecburiyet, zaruret, ıztırar, zorunluk: "Bu zorunluluk, başkalarınca savsaklanmış görevi yerine getirmekten doğuyor." -S. Birsel.

"zarûret" için örnek kullanımlar

Bunun şirketler için ihtiyaç değil zaruret olduğunu düşünüyorum.
I think that this is a necessity for companies that are not needed.
Kaynak: olay.com.tr
Şu anda bu konuda ciddi bir tıbbi zaruret yokken niçin bu kadar hazırlıksız bir girişim yapılmakta ve bize dayatılmaktadır.
Right now why so serious about it when there is a medical necessity imposed on us and made ​​an impromptu attempt.
Kaynak: timeturk.com
Mesire yerlerinin tamamı veya bir bölümü, kamu yararı ve zaruret bulunması halinde Orman Kanunu hükümlerine göre başka maksatlara tahsis edilebilecek.
Picnic places in whole or in part, in accordance with the provisions of the Forest Act in case of public interest and necessity can be allocated to other intentions.
Kaynak: risaleajans.com
Bize göre kimin olduğu bilinmeyen bir kadın sütünü bebeğe vermek için zaruret bulunması; yani verilmediği takdirde çocuk için hayatî tehlikenin bulunması gerekir.
For us who have known to be a necessity for a woman to give milk to the baby, that is vital for the child if given the danger must be present.
Kaynak: haberekspres.com.tr
Rohan halkı Gondor'un en büyük zaruret anında Eorl'ün Yemini'ni yerine getirerek kadim müttefiklerine yardım etmek üzere atlarını Pelennor
Kaynak: Rohan
küçültüp devir adedini artırarak daha fazla güç üretimi yoluna gidince bu ihtiyaca cevap verecek yakıtların yapılması zaruret haline geldi.
Kaynak: Mazot
ışte, şartların tamam oluşu ile ihtilâl arasındaki bu zaruret, bağıntı veya illiyettir ki, tarihî determinizm açısından, ıhtilâlin
Kaynak: İhtilalin Mantığı
Günümüzdeki gibi ses sistemlerinin olmadığı devirlerde zaruret bugün ise gelenek şeklinde Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde devam
Kaynak: İftar Topu
Koca Sultan'ın ordusunu ağırlamak, zaten uzun yıllardır Bizans Hıristiyanları ile savaştıklarından fakr-u zaruret içinde bulunan köylüler
Kaynak: Taşlıca, Kızılcahamam
Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen;
Kaynak: Atatürk'ün Türk Gençliğine Hitabesi
zuhur birle hayvanların getürüp ray etdirüp Arda karyesi hayvanlarının zaruret ve muzakayalarına ba'isve badi olduklarından huzurı Şerde
Kaynak: Arda, Alucra
Bu nedenle Sadrazam'ın azli bir zaruret haline gelmişti. 28 gün yaptığı sadaretten sonra 20 Ekim 1768 'de Silahdar Mahir Hamza Paşa
Kaynak: Silahdar Mahir Hamza Paşa
kuvvetli bir şahsiyete kati ihtiyaç olması nedeniyle, Sofya'dan ileri gidemeyen vezir-i azam'ın tebdili zaruret oldu demektedir.
Kaynak: Tekirdağlı Bekri Mustafa Paşa
İslam'la birlikte borç veya zaruret nedeniyle birini köleleştirmek ortadan kalkmış, kölelik edinme yöntemleri sadece savaşa indirgenmiştir
Kaynak: Kölelik
20 polis hakkında "müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek" iddiasıyla dava açtı.İstanbul Eyüp
Kaynak: Gazi Mahallesi olayları
Devlet için ser'î vergilerden ayrı olarak örfî vergi tarh etmek, bir zaruret halini almıştı. Bu mecburiyet, devleti, vaz' ettiği (koyduğu
Kaynak: Osmanlı İmparatorluğu'nun iktisadi yapısı
saldırısında, Toprak tabya olarak adlandırlan tabyaların yetersizliği bu anlamda yeni tabyaların inşa edilmesini zaruret haline getirmişti.
Kaynak: Erzurum Tabyaları
İpotek şu hallerde sona erer: Geminin yok olması, alacağın sona ermesi, icra takibi sonucu geminin ihale edilmesi, geminin zaruret halinde
Kaynak: Deniz ticareti hukuku
Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana ram olmasını istiyorsan ulema ya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma.
Kaynak: II. Bayezid

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.