Bu da
zaten kıtanın her yıl aldığı toplam yardım tutarına eşit.
This is already the continent's total aid each year equal to the amount received.
Kaynak: blog.radikal.com.trYeni oyuncu sayılmıyor artık bu oyuncular
zaten'' şeklinde konuştu.
New players do not count anymore,'' he said these players already.
Kaynak: fotospor.comFakat
zaten bir savaşın içindeyiz, kendi yarattığımız bir savaşın.
But we already are in a war, a war that we ourselves create.
Kaynak: blog.radikal.com.trZaten 10 kişi kalmış Kayseri'nin artık direnme gücü de kalmadı.
Already up to 10 people to resist the power of now does not have to Kayseri.
Kaynak: skorer.milliyet.com.tr Saçları Matt Stone'un saçlarına benzetilmek istenmiştir,
zaten Kyle karakteri Stone'un çocukluğu baz alınarak oluşturulmuş bir karakterdir
Kaynak: Kyle BroflovskiArtı-değer kavramı Marks'tan önce keşfedilmiş ve
zaten kullanılan bir kavramdır. Genel anlamda, gerekli-zorunlu olandan daha fazlasının
Kaynak: Artı değerGlukoneogenez, kelime anlamı olarak glukozun yeniden yapımı anlamına gelir ki
zaten bu reaksiyon glukozun yıkım reaksiyonu olan glikoliz den
Kaynak: GlukoneogenezModern Linux dağıtımlarında
zaten IPv6 özelliği derlenmiş bir modül olarak mevcuttur. Fakat, başlangıçta otomatik olarak yüklenmemiş
Kaynak: IPv6 Ready KernelKöy şimdiki yerleşim yerinde ilk yapılanmaya başlanılan andan itibaren
zaten ikamet edilmekte idi fakat Karacaören köyüne bağlı bulunduğu
Kaynak: A.Yeniköy, KangalTFF'nin Antrenör Kurs Eğitmenlerinden, futbola bakışımı değiştirdi,
zaten bir kaç yıla kadar süper ligde görürüz, 10 günde çok şey öğrendim
Kaynak: İsmet kamakİlk maddedeki durum var olmamakla, yani popüler bir alternatif
zaten bulunmamakla birlikte, eserin ticari saha da dahil azami derecede
Kaynak: GNU Kısıtlı Genel Kamu LisansıPlaton ve Orfe, “vicdani hesaplaşma” da denilen bu deneyimin ilk etabını,
zaten her insanın öldükten sonra
zaten yaşayacağı bir “kendi
Kaynak: Cehenneme inişbaşlayan mahkeme kararları
zaten Kanada'nın on tane eyaletin sekiz tanesinde ve üç tane bölgenin bir tanesinde eşcinsel evliliği yasallaştırdı.
Kaynak: Kanada'da eşcinsel evlilik(örn. bono lar, senet ler)
zaten mevcut bütün veriyi yansıttığını ve yeni bilgiye mümkün olan en yüksek hızla tepki verdiğini savunan tezdir.
Kaynak: Etkin piyasalar hipoteziAlgoritmanın her bir aşamasında ana dizinin üzerinden geçilir ve bu diziden
zaten sıralanmış olan bir dizi eleman çıkarılır.
Kaynak: İplik sıralamasıİnternet'te bir ürün hakkında bilgi sahibi olmayı ve ürün bilgisine ulaşmayı kolaylaştırmak amacı ile arama dünyasında
zaten kullanılan
Kaynak: Ürün aramaElbe'nin doğusunun Sovyet harekât sahasına bırakılması konusunda
zaten anlaşmışlardı Stalin'in Berlin'e yönelten önemli bir neden, Alman
Kaynak: Berlin MuharebesiGerileme terimi aslında
zaten düzeltilmiş olan bir hatanın tekrar ortaya çıkması ve bu nedenle yazılımın önceki, hatalı durumuna gerilemiş
Kaynak: Yazılım GerilemesiKöyümüzün bu güne kadar kapsamlı bir soyağacı araştırması yapılmamıştır şuanki nesil
zaten köyümüzü tanımamaktadır açıkcası köyümüzü
Kaynak: Paşalıoğlu, BoyabatBunların bir kısmı doğrudan girerken, bir kısmı
zaten var olan ve benzer özellikler taşıyan öğelere etki ederek, bir tür sentez sonucu
Kaynak: Etrüsk mitolojisi