türedi sf. 1. Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı:
"Attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi." -M. Ş. Esendal. 2. Nereden geldiği, nasıl ortaya çıktığı belirsiz, gerçek bir değeri olmayan:
"Ama bu türedi akımları sevmemekle kalmaz..." -A. Ş. Hisar.