Beni kaç defa dövdüler,
ağza alınmayacak hakaretler ediyorlardı.
How many times they beat me, they were unspeakable insults.
Kaynak: evrensel.netBazen öyle zamanlar oldu ki, mecliste
ağza alınmayacak hakaretlerle karşılaştık.
Sometimes it was a time that the parliament met unspeakable insults.
Kaynak: boluolay.comAlkollü olan bir hasta yakını ağır ve
ağza alınmayacak küfürler sarf etti ve hemşire ile bana saldırdı.
A patient with severe alcoholic relatives and said some unspeakable curses and attacked me with the nurse.
Kaynak: canakkaleolay.comHakkında
ağza alınmayacak sözler sarf ettiği Başbakan'ın yanına giderek onun kollarının altına sığındı.
Went near the prime minister had made remarks about the unspeakable took refuge under his arms.
Kaynak: e-haberajansi.com