Local villagers immediately
accost the group with arrows and guns.
Yerel köylülerin hemen oklar ve silahlar ile grup yanaştı.
Kaynak: sheknows.comWhen did it become okay for someone to display offensive images that
accost others?
Birisi saldırgan görüntüleri, asılmak başkalarına göstermek için zaman tamam oldun?
Kaynak: pennlive.comThe bodyguards
accost the snappers, saying they are in the way and need to step back.
Korumaları onlar bir şekilde ve geri adım atmak gerekir diyerek, snappers yanaştı.
Kaynak: popcrush.comHe said he believes artists are supposed to create work to challenge and
accost society.
O sanatçılar meydan okuma ve sarkıntılık topluma çalışması oluşturmak gerekiyordu inandığını söyledi.
Kaynak: iowastatedaily.comWhen she makes her way back to her house, they
accost her, threatening to claim that she was meeting a young man in the garden unless she
Kaynak: Susanna (Book of Daniel)Potter's nemesis, the gunslinger Scratchy Wilson, drunkenly plans to
accost the sheriff after he disembarks the train, but he changes his
Kaynak: The Bride Comes to Yellow Sky