"It actually will
acidify the soil, so nothing else can grow under it."
"Aslında toprak ekşitmek, bu yüzden başka bir şey bunun altında büyüyebilir."
Kaynak: capitalpress.comThey
acidify the oceans and threaten to raise sea levels, inundating coastal cities.
Onlar okyanusların ekşitmek ve kıyı şehirleri inundating, deniz seviyeleri yükseltmek için tehdit.
Kaynak: registerguard.comThe oceans are taking up some of the carbon; the waters
acidify and damage coral reefs.
Okyanuslar karbon bazıları alıyor; sular hasara mercan resifleri ekşitmek ve.
Kaynak: mndaily.comIndeed, not even a tsunami of systematic abuse or genocide could
acidify the Kurdish heart.
Nitekim, sistematik istismar veya soykırım bile bir tsunami Kürt kalp asitleştirir olabilir.
Kaynak: huffingtonpost.co.ukacid in the body due to a failure of the kidney s to appropriately
acidify the urine When blood is filtered by the kidney, the filtrate
Kaynak: Renal tubular acidosisorganisms V-ATPases
acidify a wide array of intracellular organelles and pump protons across the plasma membranes of numerous cell types.
Kaynak: V-ATPaseIn the next step, a strong acid (either hydrochloric acid or sulfuric acid ) is added to
acidify the solution. The brown precipitate then
Kaynak: Winkler test for dissolved oxygen