Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

adduce ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

adduce anlamı
fiil
1) göstermek
2) ileri sürmek
3) vermek

"adduce" için örnek kullanımlar

The lawyers, citing failure of the prosecution to adduce evidence against Brig.
Avukatlar, Brig aleyhine delil gösteremediği için savcılığın gerekçe göstererek.
Kaynak: monitor.co.ug
When they do adduce facts, these people are unable to see context.
Onlar adduce gerçekler yaptığınızda, bu insanlar bağlamını görmek mümkün değildir.
Kaynak: dailynews.lk
I suspect that most primary school teachers could not adduce one.
Ben çoğu ilkokul öğretmenleri birini göstermek olamazdı sanıyorum.
Kaynak: blogs.smithsonianmag.com
It is always open to the defendant to choose not to adduce evidence to support his case.
Hep davasını desteklemek için delil gösteremediği için değil seçmek için davalıya açıktır.
Kaynak: dehavilland.co.uk
device is not able to be certified but must be adduced by a witness and perhaps an expert witness who is able to adduce evidence of its accuracy.
Kaynak: HOTA
The case concerned a constitutional challenge of the common law rule permitting the Crown to adduce evidence of an accused's insanity
Kaynak: R. v. Swain
The test as to where this will be permissible is similar to that used for general psychiatric evidence; the individual seeking to adduce
Kaynak: Expert witnesses in English law

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.