Biden's
admonition is also relevant to Obama's conduct on domestic policy.
Biden'ın öğüt de iç politikasına Obama'nın davranışla ilgili olduğunu.
Kaynak: washingtonpost.comBefore she left the room, she said Gabel issued a chilling
admonition.
O odayı terk etmeden önce, o Gabel ürpertici bir öğüt verilir dedi.
Kaynak: insidebayarea.comBut that loss, the only one the U.S. suffered in 2012, serves as an
admonition.
Ama bu kaybı, ABD'de 2012 yılında uğradığı tek, bir öğüt olarak hizmet vermektedir.
Kaynak: prosoccertalk.nbcsports.comThere was no fiery
admonition of those who withdrew their support.
Onların desteğini çekti olanların hiçbir ateşli öğüt yoktu.
Kaynak: afr.comAdmonition and censure : forgiveness is not possible or desirable, it is seen whether the circumstances of the offense are deserving of
admonition.
Kaynak: Daṇḍa (Hindu punishment) Perfection is a continual process requiring the application of Faith , Works , and Grace in compliance with the
admonition of Jesus Christ to:
Kaynak: Perfection (Latter Day Saints)