Critics say this offered ample opportunities along the route for unscrupulous criminals to
adulterate the beef.
Eleştirmenler sığır bozmak için vicdansız suçlular için güzergah boyunca bu sunulan geniş fırsatlar demek.
Kaynak: bbc.co.ukShe explained that she scrupulously avoided reading poetry written by other people, lest it
adulterate her style.
O onun tarzı bozmak diye diye titizlikle, diğer kişiler tarafından yazılmış okuma şiir kaçınılması olduğunu açıkladı.
Kaynak: stabroeknews.comThe processing companies in question
adulterate wholesome foodstuffs indiscriminately, both animal and vegetable.
Söz konusu işleme şirketleri, gelişigüzel hayvansal ve bitkisel hem sağlıklı gıda bozmak.
Kaynak: guardian.co.uk