She said she is using tarps to limit the spread next to an
artesian well.
O bir artezyen kuyusu yanında yayılmasını sınırlamak için tarps kullandığını söyledi.
Kaynak: newyork.cbslocal.comThe pond is fed with fresh, cold water from an
artesian well and the fish are happy there until Strong needs them.
Güçlü onlara ihtiyacı kadar su birikintisi, bir artezyen kuyusu ve balık taze, soğuk su ile beslenen var memnunuz.
Kaynak: hometownargus.comI sense the filter of the
artesian well is about to result in the waters springing forth more fresh water than ever!
Ben artezyen kuyu filtre her zamankinden daha ileri daha fazla tatlı su fışkıran suları ile sonuçlanması hakkında hissediyorum!
Kaynak: catholic.orgAn
artesian well and remnants of what is believed to be a building that used to surround Fort Adams are located on the land.
Surround Fort Adams için kullanılan bir bina olduğuna inanılan ne bir artezyen ve kalıntıları arazi üzerinde yer almaktadır.
Kaynak: dailystandard.com