Brethren, reactions to events like this have always been
autochthonous and eclectic.
Kardeşler, bu gibi olaylara verilen tepkiler her zaman otokton ve eklektik olmuştur.
Kaynak: ngrguardiannews.comFor two days, experts discussed the development stakes concerning
autochthonous populations.
İki gün boyunca, uzmanlar otokton nüfusları ile ilgili gelişme kazıklar tartışıldı.
Kaynak: allafrica.comCyclophosphamide augments antitumor immunity: studies in an
autochthonous prostate cancer model.
Siklofosfamid artırmaktadır antitümör bağışıklık: otokton prostat kanseri modelinde çalışmalar.
Kaynak: urotoday.comWhile some argue that Igbos are Jews who migrated away from Israel a long time ago, there are those who argue that Igbos are in fact, an
autochthonous people.
Bazı Igbos uzun bir süre önce İsrail uzak göç Yahudiler olduğunu iddia ederken, Igbos aslında olduğunu savunanlar, bir otokton insanlar var.
Kaynak: codewit.com