Investment bankers now
bear the brunt of the regulatory attack on bonuses.
Yatırım bankacıları artık ikramiye düzenleyici saldırı yükünü.
Kaynak: ft.comNSW, where Boral's head office was based, would
bear the brunt of the cuts.
Boral merkez ofisi dayanıyordu NSW, kesim darbeyi olurdu.
Kaynak: smh.com.auThey
bear the brunt of bringing up children and ensuring they go to school.
Onlar çocuk yetiştirme ve okula gitmek sağlanması yükünü.
Kaynak: newvision.co.ugThe forecast warns that eastern Uganda will
bear the brunt of the heavy rains.
Beklentisi doğu Uganda ağır yağmurlar yükünü açacağı konusunda uyarıyor.
Kaynak: allafrica.com